1. Türk silahlı kuvvetlerinde rütbeler, er>erbaş>uzman erbaş>astsubay>subay>general olarak sınıflandırılır. kıdemli başçavuş ise meslekte 20. yılını devirmiş koca bir çınardır. kollarının üstünde şöyle bir rütbe vardır. tecrübe timsali olan bu insanlar yaşın verdiği yorgunluktan dolayı azar azar işlerden elini eteğini çekip angarya görevlerini, nöbetlerini kendi astlarına itekleseler de mevcut olduğu birliğin, bölüğün en kilit işleri kendilerine emanettir.

    dile kolay meslekte en az 20 sene. subay olsa çoktan albay ve hatta kurmay olsa general bile olacak yaşı ve tecrübeleri fazlasıyla mevcuttur. iş bu sebepten dolayı birlik komutanı bir binbaşıyı ya da yüzbaşıyı çok rahat bir şekilde kalaylarken mevzu bahis kıdemli başçavuş olunca iki kez düşünür. kıdemli başçavuş dediğin adam adamın suratına bakarak bir kişinin kütüğünü söyleyebilmekte (gerçekten söylüyorlar), mesleğin içinde olan bütün ibnelikleri bilmekte bilmese bile icat etmektetir. diyelim ki bir subay kıdemli başçavuş ile takıştı (takışanlar genelde yeni mezun idealist genç subaylar oluyor, daha tecrübeli subaylar bu hataya asla düşmez) her ne kadar astsubay olup subay'ın emri altında da olsa o subayı süründürürler. çoğu er ve erbaş olası bir disiplinsizlikte kıdemli başçavuşun eline düşmektense yüzbaşı ya da binbaşının eline düşmeyi yeğler. Yüzbaşı, Binbaşı dediğin adam disiplinsiz yapan askerin askerliğini uzatır. Ama kıdemli başçavuş öyle mi? o askeri dünyaya geldiği güne pişman eder, anasına ve babasına kendisini yaptıkları geceye küfür eder.

    ancak bir şeyi de atlamamak gerekiyor. ben bu rütbeye sahip adamlar kadar askerine sahip çıkan, askerini düşünen başka komutan grubu görmedim. bu adamlar kadar askerini düşünüp seven sadece bir çatışmaya katılmış ve o çatışmada askerini kaybetmiş olan komutanlar oluyor. zaten meslek yıllarını da göz önüne alırsak bir kıdemli başçavuş çok ama çok yüksek ihtimalle en azından bir kez çatışmaya girmiş, emrindeki askerlerden bir kaçı ya yaralanmış ya da ölmüştür. en azından kara kuvvetleri komutanlığı ve jandarmaya bağlı birliklerdeki kıdemli başçavuşlar için geçerlidir bu durum.

    peki benim kendileriyle bir münasebetim oldu mu? tabi ki de, benden bahsediyoruz lütfen.

    efenim her aceminin yaptığı bir şey vardır o da usta askerlere hangi bölükte hangi tip komutanlar vardır diye sormak. biz de sorduk. kışla hizmet takımı astsubay kıdemli başçavuş'u xxxx'in çok sert bir adam olduğunu, askerlere kök söktürdüğünü de duyduk. şimdi kıdemli başçavuş'a zaten yamuk yapılmaz kışla hizmet takımının sorumlu astsubay kıdemli başçavuşuna hiç yapılmaz. birlikteki bütün kritik hizmetler kendilerinindedir mesela. kaloriflerin yanması, duşlara sıcak su vermekten tut, tıkanan tuveletin açılmasına kadar aklınıza gelecek gelmeyecek bütün hizmetlerden kışla hizmet takımı sorumludur, başlarında ise kıdemli başçavuş var! adam alayın gizli komutanı. bu adama yamuk yapan bitti. tuvalete sıçmaya gidemez hale getirir adamı isterse.

    her neyse. ustalığa yeni geçmişim, rütbemi almışım (o zamanlar henüz onbaşıyım, çavuşluk sonra) ilk acemiler gelmiş dertleri bitmiyor, hergün 3-5 nöbeti tutup tuvalet temizleseydik de bunlarla uğraşmayaydık diyorum. ancak alayda havamız 1500. yüzlerce adam erbaş olmana rağmen sana komutanım diyor ve sende onları emir komuta ediyorsun. adama yat diyince yatıyor, kalk deyince yatıyor, senden izinsiz tuvalete bile gidemiyor. diğer usta erler bizi kıskansa da astsubaylar ve subaylar bizler ile iftihar ediyor. benden sonra gelen devrelere yeni tasarım kamuflajlar dağıltı biz eski devreler eski tasarımla dolandık. bir de bu yeni kamuflajı komuta kademesi giyiyor(burası önemli) bizler de kim acemi kim komutan ayırt etmekte epey bir zorlandık.

    günlerden bir gün 3-5 nöbetini tutmuşum, kalk saati 6 olduğundan dolayı geri de uyumamış ve sinirli bir vaziyette acemilerin karnını doyurmak amacıyla yemekhaneye götürdüm (tek değildim tabi diğer arkadaşlarda vardı) yemekhaneye girdikten sonra grip olan bir acemi arkadaşlarına da bu illeti bulaştırmasın diye sağını solunu boşaltığ onu tek oturttum. yemekhane içinde volta atıp o aceminin yanına tekrar döndüğümde çocuğun yanında birisini oturmuş vaziyette olduğunu gördüm. bu şahıs olgun, saçları beyazlamış birisiydi. acemiler arasında böyle 3 kişi olduğu için onlardan birisi sandım. yanına gittim bu şahsın yüzüne yüzüne azarlar gibi ;ben buraya kimse oturmayacak demedim mi, dedim. bu şahıs benim suratıma hiçbir şey demeden bakmaya devam etti. ben yine; lan niye boş bakıyon suratıma, türkçe konuşmuyon mu ben, dedim. hala şahısta çıt yok, ufaktan da gülmeye başladı. şahıs gülmeye başlayınca benim onun omzuna bakmak aklıma geldi. bir baktım 7 tane kazık var! isimliğe baktım "xxx" kıdemli başçavuş! sırf albay önümüzden geçiyor diye sigarayı avucuna basarak söndürmüş adamım ancak ben böyle bır tırsma hali yaşamadım. arkada fon müziğinde "cendere " çalmaya başladı, hemen esas duruşa geçtim, durumu izah ettim. adam haklı olarak "azarlayacağına baştan söylenese aslanım çocuğun hasta olduğu" dedi ve tabldotunu alıp başka masaya geçti. kafa selamını verip karşılama mangasına taş çıkarırcasına arkamı döndükten sonra bizim nöbetçi teğmen ile göz göze geldim. hiçbir şey demedi. dudağını ısırıp kafasını sağa sola salladı, mesaj gayet açıktı "yarraa yedin oğlum" teğmenede selamı verip yemekhaneden sigara içmek için dışarı çıktığımda benim devrelerin yerlere yata yata güldüğünü gördüm. sonrasında bir şey olmadı enteresan bir şekilde. sanıyorum ki yukarıda bahsettiğim o forsumuz sayesinde benim bu mallığım tolere edildi.
    #273320 biri beni silksin | 3 yıl önce
    0askerlik terimi, rütbe 
  2. henüz rütbe almış dikkat etmesi gereken rütbesi.

    harbiyeden yeni mezun olmuş teğmenler bile bu rütbeye dikkat buyururken, tek çizgisini omzuna yeni takmış üniversitelilerin fazlasıyla dikkat etmesi gerekmekte.

    (bkz: )
    #273321 laz ziya | 3 yıl önce
    0rütbe