newcastle civarında yetişmiş her insanda olan farklı aksanı iyi kullanan, efsanevi bon scott'ın zamansız ölümünden sonra ac/dc'yi ipten alan, 1947 doğumlu müthiş müzisyen.
johnson'ın ac/dc öncesinde geordie grubuyla adını duyurması önemli (grup yukarıda bahsettiğim aksandan adını alıyor zaten). grubun 1972'deki kurucu üyelerinden biri de gene johnson. scott'ın geordie'yi ac/dc'nin londra konserinden önce dinlediği ve angus young'a "bu çocuk little richard (richard wayne penniman) gibi rock and roll yapıyor" dediği de young'ın ağzından teyit edilmiş. zaten johnson, scott'ın ölümünden sonra ac/dc'nin solisti olması teklif edilen 3 kişiden biri (diğerleri noddy holder ve terry slesser). ac/dc hayranı olan johnson, özellikle holder'ın teklifi reddetmesinden sonra göreve balıklama atlamış. malcolm young "bon'un ölümüne en az bizim kadar üzüldüğünü ilk karşılaşmamızda anladım: gözleri doluydu, neredeyse ağlayacak gibiydi" demiş hatta. bu ayrıntı da, young kardeşlerin johnson'ı seçmelerindeki önemli noktalardan biri olmalı.
johnson, konser albümleri de dahil olmak üzere, ac/dc'nin 13 albümünde solist olarak yer aldı. müzik tarihinin en çok satan albümlerinden biri olan back in black'in dünya çapında 50 milyondan fazla kopya satmasının nedenlerinden biri olarak da görülebilir. toplamda 200 milyondan fazla albüm satmış olan ac/dc de bu istatistiktede ilk 3'te. back in black'i geçebilen albüm ise michael jackson'ın thriller'ı (70 milyon). adele'in 21 albümünün 70 milyondan fazla sattığına dair de söylentiler var ama inanmak isteyene tabii. johnson'a geri döneyim ben.
johnson, ac/dc'ye katıldığından beri selefi scott'la karşılaştırılarak açıklanmaya çalışılan bir solist oldu. scott'ın hemen hemen hiçbir zaman çatlamayan clean vokalinin johnson'da olmaması, back in black'in satış rekorlarından sonra daha cılız olarak seslendirildi tabii. neredeyse 50 yıldır varlığını devam ettiren grubun hemen hemen 40 yılının solisti olan johnson'ı tekil olarak değerlendirmek zorunda olduğumuzu düşünüyorum. scott'ın ac/dc kayıtlarıyla johnsonlı ac/dc'nin 1991 donington ve 2009 river plate konser performanlarını karşılaştırmak çok yersiz ve acımasızca bence. örneklerle ilerleyeyim, böylece anlatmak istediğimi daha net açıklarım.
- best versus ever (video gayet güzel, karşılaştırma noktaları da nefis. johnson'ın geordie dönemi ile scott'ın fraternity dönemi karşılaştırmasını başka bir yerde gördüğümü hatırlamıyorum. iki grubun yapısal olarak çok farklı noktalarda bulunduğunu göz ardı etmeden, jonhson'ın gençliğinde bile çatallanan sesiyle ortalığı inlettiğini, scott'ın da yumuşacık sesiyle ninni okurken bile ağlatabileceğini görmek mümkün)
- bon scott 1979 (ölümüne 1 yıldan az süre kalmış olan scott'ın en iyi canlı performanslarından biri bu. televizyon şovu falan dinlememiş, bütün seksiliğini kullanmış. angus'ın çılgın solosunda kendinden geçip soyunarak ekran çatlatmış. johnson'ın eleştirilebilecek bir yönü varsa, sahnede scott kadar seksi olamaması olabilir bu)
- efsanevi river plate 2009 (ac/dc'nin en iyi konser maratonu olan, 3 gün üst üste karşısına çıktığı arjantinlilerin 250 binini sahneye çektiği efsane. linkte konserin tamamı mevcut ama girişin rock n roll train'le olmasının keyfi başka bir yerde yok. johnson'ın sahne hakimiyetini görüyorsunuz, kıvrak dansını izlerken gülümsüyorsunuz ve tabii ki "come on" demesini beklemeden tempo tutuyorsunuz)
- ac/dc aşktır 1991 (1931'de açılan yarış pistiyle ünlü donington park'ta 1980'de başlayan monsters of rock festivalinin en iyi ayağı olan 1991 versiyonu. şimdilerde download festival'e evrildi. ac/dc'nin bu konser kaydı "sekronize halde tempo tutarak meksika dalgası yaratma"nın en güzel hali olabilir. johnson konserin başında biraz tutuk ama sonrasında fırtına gibi. seyirciyi fötr şapkasını çıkartıp selamlaması ve nefis gülümsemesi paha biçilemez. angus gene performansının doruklarında, malcolm sinsi gülümsemesiyle her zamanki gibi ritim cambazı. "ışınlanma olsaydı, nereye gitmek isterdin?" sorusuna verilecek cevaplarımdan biri 1991 yılının donington'ı olabilir. ac/dc'nin neden büyük olduğunu doğrudan deneyimlemek için en güzel fırsatmış)
ömrün daha da uzun olsun johnson dede. ac/dc'yi sensiz hayal edemiyoruz.