normal bir askerin, görev yaptığı sınırlar dahilinde günde onlarca kez, değişik varyasyonlarıyla beraber kullandığı kelime. peki nedir bu varyasyonlar;
ilki gür bir ses ile komutanına kısa künyenin hemen ardından söylenen versiyonu. örnek olarak, ali veli konya, emret komutanım! meali; bütün dikkatim sizde emrinizi bekliyorum komutanım.
ikincisi, emredin komutanım? buradaki ince nokta şu; buradaki emredersiniz kelimesini soru vurgusuyla, hafiften yumuşak bir tınıyla söylemektir. meali; emrinizi anlamadım, lütfen tekrar edin.
üçüncüsü, en sık kullanılanı , emredersiniz komutanım! meali; emrinizi anladım, en kısa sürede yerine getireceğim. aklı kırk karış havada olan askerlerin hayatını zindan etmeye en müsait olanı da budur. nedenini ise şöyle açıklayayım, bir asker (rütbesi fark etmeksizin) üstünden/amirinden aldığı bir emri, komutanın fikirlerini, koşulsuz, şartsız yerine getirmeli (anayasaya aykırı olanlar hariç) bu emirleri ve fikirleri kendi fikriymiş gibi düşünmeli, savunmalı ve yerine getirmelidir. aksi kabul dahi edilemez! genelde olmaz ama bir komutan bir askerden yapamayacağı bir şey isterse, örneğin; komutan "ali git atomu parçala" dedi ve bizim saf ali de refleks olarak "emredersiniz komutanım!" dedi, ali ne yapıp ne edip o atomu parçalamak zorundadır. zira ali yukarıda da belirttiğim gibi emri anladığını ve yerine getireceğini beyan etmiştir. götü yiyorsa parçalamasın o atomu, emre itaatsizlikten çekmediği çile kalmaz. tamam bu uçuk bir örnek oldu ama işin özü bu. halbuki ali kıvrak bir şekide "emredin komutanım?" dese hiçbir sıkıntı kalmayacaktı. o zaman o emri veren komutan ali'ye atomu nasıl parçalayacağını anlatmak zorunda kalırdı, anlatamasa bile verdiği emri iptal ederdi, bizim ali de mıntıkasına devam ederdi.