1. tarafından istanbul'da gerçekleştirilen silahlı ve kanlı bir eylem. Örgütün kuruluş eylemi niteliğindedir.

    Devrimci Sol örgütüne göre Gültepe, kendilerine ilerici-demokratım diyen insanların korka-çekine gidip gelebildikleri, mhp'nin-ülkücülerin (yani örgütün sivil faşist olarak tanımladığı grupların) halkı terör ve baskıyla sindirdikleri bir bölgedir. Ülkücüler 24 saat kimlik kontrolü, yol kesme, muhalif kesimleri izleme, dövme, öldürme, evlerden ve esnaftan haraç alma gibi eylemler yaptığı için halk da ülkücüler karşısında can telaşındadır.

    hareketinden ayrılan Devrimci Sol için ise (bkz: ) hem örgütlenme ve kendi adını duyurma çabalarının hız kazandığı, hem de medyada ve halkta ''sağ-sol çatışması'' adı verilen bir dönemin yarattığı koşullarda, Devrimci Sol, bu baskın ile Gültepe'nin merkezinin basılmasını, düşman odaklarının teslim alınmasını ve tahrip edilmesini, birtakım karşı-devrimci olarak adlandırılan kişilerin cezalandırılmasını amaçlamıştır.

    MHP ve ülkücülerin Gültepe'yi stratejik bir bölge olarak kullanması, buradan Mecidiyeköy'e, Şişli'ye ve diğer bölgelere sızmaları; eylemin Devrimci Sol için politik niteliği dışında askeri niteliğinin temelini oluşturmuştur. Nihayetinde eylem için alınan kararda şu hedefler belirlendi:

    - MHP binası basılıp imha edilecek,
    - MHP ilçe başkanı 'in dükkanı basılacak ve kendisi öldürülecek,
    - Bölgedeki azılı faşistlerden bir esnafın daha dükkanı basılıp, imha edilecek ve kendisi öldürülecek,
    - Bölgede faşistlere yataklık eden bir esnafın dükkanı imha edilecek.

    Baskında 5'er kişilik 5 grup, toplamda 25 Devrimci Sol militanı bulundu. Sabah 09.00 sıralarında kasalı bir kamyonetle, kırmızı maske takan silahlı Devrimci Sol militanları bölgeye giriş yaptı. MHP ilçe binası, MHP ilçe başkanının tüpgaz bayisi, yine onların militanları ve destekçisi durumundaki bir nalbur ve bir saatçinin dükkanı hedef alındı.

    Militanlar önceden belirledikleri hedefe göre MHP ilçe binasını kurşunlayıp bombalayarak yok ettiler fakat MHP ilçe başkanını binada ve dükkanda bulamadıkları için öldüremediler [ek: 1]. Başkanın dükkanına giren birlikler, dükkanda bulunan başka 3 kişiyi döverek dışarı çıkardı, ama bu kişiler halka karşı işledikleri büyük suçlar olmadığı için öldürülmedi. Dükkan ise kurşunlandı ve bombalandı. Bunlar dışında Nalbur öldürüldü ve dükkanı bombalanarak imha edildi [ek 2]. Baskını yapan grup bombalamalardan ve ateşten halkın zarar görmemesi için de çevreye kimseyi yaklaştırmadı. O kargaşa durumunda yakındaki polis karakolu da eyleme müdahale edemedi. O günden bir gazete haberi: i.ibb.co/...

    Devrimci Sol örgütü kuruluşundan bu yana yaptığı eylemlerde her zaman için halkı etkilemeyi ve saflarına kazandırmayı hedefleyen, eylemlerinin nedenini ve neyi amaçladıklarını açıklayan bir tarza sahip olduğu için, bu eylem sırasında da baskını izleyen halka ajitasyon yapmayı ihmal etmedi. Silahlı militanlardan biri bağırarak şu açıklamayı yaptı: ''Faşist ilçe başkanı bugün şanslı gününde. Ama her zaman bu kadar şanslı olamayacak. Ondan mutlaka hesap sorulacak. Bundan sonra faşistler Gültepe'de dolaşamayacaklar. Bölgeye girişleri Devrimci Sol tarafından yasaklanmıştır. Faşistlikten vazgeçecekler, Gültepe halkına özeleştiri verecekler. Faşistliklerine devam eden her kim olursa olsun cezalandırılacaktır.''

    Eylem amaçladıkları şekilde tamamlandı ve militanlar geri çekildi. Bu eylem ile gültepe'deki mhp otoritesi yerini devrimci sol'a bıraktı. 12 Eylül Darbesi'ne kadar da benzer mahalle baskınlarını sık sık yapan Devrimci Sol, sırf Gültepe'de 20'ye yakın ülkücüyü öldürmüştür. 12 Eylül'e kadar bu kenar mahalleler Devrimci Sol'un kaleleri haline geldi. Tabii, sonrasında da benzer gerçeklik sürmüştür. Zira 'de gecekondu mahallelerini, şehirlerin dağları olarak adlandırıyor, Devrimci Sol'u ise bu dağlardaki tek iktidar sahibi olarak nitelendiriyordu: youtu.be/...

    2 Ekim 1978'de yapılan bu eylem o zamana kadar yapılmamış tarzda bir eylemdir denebilir. Daha önce yapılmamıştır bu tarz bir baskın. Çok ses çıkarmıştır. Bu eylemler ile iktidar hem Devrimci Sol'u tanımış ve hakkında önlem alınması gereken bir örgüt olarak tanımlamış, hem de diğer sol örgütlerin birçoğu Devrimci Sol'un taktiklerini kabul edilemez diyerek dışlamıştır. Ayrıca maraş katliamı gibi katliamların çok fazla gerçekleştirildiği dönemde, devrimci sol halkın önemli bir kesiminden destek toplamıştır, İlginç olan ve devrimci sol'un kendi meşruiyetini dayandırdığı da halkın belirli bir kesiminde (özellikle en yoksul kesimler) şiddet eylemlerinin yarattığı sempati olgusudur. Bu sempati eylemlerin askerî niteliğinden çok politik niteliğinden kaynaklanır ve mahir çayan'ın (bkz: ) düşüncesinin pratikteki yansımasıyla ilişkilidir.

    günümüzde devrimci sol ardılı 'nin hala bu mahallelerde faaliyet yürütmesi de geçmişten günümüze süregelen bağı açıklar niteliktedir.

    EK:
    1- O gün öldürülemeyen MHP'li ilçe başkanı Yusuf Bahri Genç, devrimci sol tarafından, 13 Mayıs 1979'da evinin önünde pusu kurularak öldürülmüştür.

    2- Öldürülen nalbur Necati Çakıcı, mafya babası 'nın amcasının oğludur. O baskında Alaattin Çakıcı da oradadır, fakat Devrimci Sol tarafından ''suçu sabit görülmediği'' için sadece dayak atılarak bırakılmıştır. O günden sonra bölge halkı tarafından ''Sümüklü Çakıcı'' olarak adlandırıldığı söylenmektedir (eksisozluk.com/... ). Sebebi, çok korkak biri haline gelmesiymiş. Devrimci Sol'un ardılı DHKP-C, 2015 yılındaki bir bildiride Sedat Peker'i tehdit ederken (bu tehdit sonucu Sedat Peker'in devletten koruma aldığı geçtiğimiz aylarda ortaya çıkmıştı) ''Sümüklü Çakıcı'ya sor, anlatsın sana bizi'' ifadelerini kullanmaktadır, şöyle: ''İşte çaylak mafya sedat peker’i böyle konuşturan bizzat cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan’dır! yaptığı açıklamadan anlaşılmaktadır ki, mafya çömezi sedat peker, akp’nin halka karşı açtığı savaşta gönüllü tetikçiliğe soyunmuş. çünkü uyuşturucudan, fuhuştan, kumardan beslenen düzenin lağım fareleri cephe’nin örgütlü olduğu hiçbir mahallede ellerini kollarını sallayarak iş yapamıyorlar. çünkü lağım fareleri cephe’nin olduğu hiçbir mahallede uyuşturucu, kumar, fuhuş çarklarını döndüremiyor… senin dhkp-c hakkında yorum yapmaya yaşın yetmez çaylak!

    sümüklü çakıcıya sor anlatsın sana dhkp-c’yi! (...) git sümüklü çakıcı sana gültepe’yi anlatsın…'' (dhkc açıklaması, eksisozluk.com/... )

    1979'da Devrimci Sol'dan 5 kurşun yiyen Alaattin Çakıcı hayatta kalabilse de, babası 1980'de Devrimci Sol'un ölüm listesinden kurtulamamıştır. Alaattin Çakıcı, Devrimci Sol'un ve DHKP-C'nin lideri 'tan intikam alacağını yıllar yılı söylese de Dursun Karataş'ı öldürememiştir, Dursun Karataş akciğer kanseri nedeniyle ölmüştür. Üstelik, 2015'te, hapishanedeyken bir DHKP-C hükümlüsünün saldırısına uğradığı da yine haberlere düşmüştür. DHKP-C'ye yakın bir gazete bu haberi şöyle duyurmuş ve tehditlerini sürdürmüştür: i.ibb.co/... , i.ibb.co/... . yine bir haber, ''Çakıcı ile DHKP-C'li Mahkum Birbirine Girdi'': www.haberler.com/...

    kaynak:
    yazı içinde geçenler dışında boran yayınları'ndan çıkan zafer yolunda 1 adlı kitaptan ve vehbi ersan'ın 1970'lerde türkiye solu adlı kitabından yararlandım.
    #267651 elhukmidiyalektik | 3 yıl önce (  3 yıl önce)
    0olay