Henry David Thoreau'nun 1854 yılında bastığı kitabı. Eleman 2 yıl, 2 ay, 2 günlüğüne kendini sosyal hayatın vırvır cırcırından soyutlayıp, walden gölü yanındaki kulübesinde yaşıyor, bu deneyini kitap olarak basıyor.
Bu gayet meditatif iç yolculuk gerçek ihtiyaçlarını, kapasitesini, amaçlarını belirlemesine yardımcı oluyor. teoride. Neden teoride dediğimi özetten sonra açıklayacağım.
kitap "ne yaptım", "nasıl yaptım", "ne anladım" gibi bir sürü bölüme ayrılmış. "ne yedim ne içtim" bölümünden eş dost yardımı ile temel ihtiyaç bulduğunu, ara sıra da uzak civardaki evlerin işleride çalışıp para yaptığını anlatıyor. Tam izolasyonda değil. komşusu var, nadiren gelip gideni var, ufak alışverişleri var. yine de ciddi bir yalnızlıkta.
dili bi acayip. ingilizce aslından okudum. Çeviride toparlanmış mıdır bilmiyorum. Hem dönemin ingilizcesi hem de amcanın benzetmeleri, hem de artık eskimiş pasaj dizilimi nedeniyle pek okuma keyfi vermedi.
görüşlerim:
1- walden doğaya sığınmaya dair bir deney olduğunu iddia etse de özünde son derece ehli bir şehir çocuğu hikayesi. Tarım toplumunu yüceltiyor, "vahşi hayat"ı savunduğunu iddia ederken avlanmayı kötüleyecek noktaya geliyor. Bir insan hem çiftçi hem yaban olamaz. hem "koopere toplumdan kaçıyorum, sosyalliği azaltıyorum" deyip hem clean cut köylü takılamaz. doğa ile kurduğu ilişki hala enerji fazlası olan, rahat bir izleyici gibi. bizim köye göç eden youtuber tayfayı düşünün. yok evindeki farelere yazıkmış yok yok hayvanlar ciciymiş.
2- kendine yetme konusunda görece (dışarıdan kesintisiz yardımı var) başarılı ama izolasyon konusunda ortada. geleni gideni var. Benim dayı köyde kışın bu adamdan daha yalnız.
3- Her ahlak goygoycusu gibi bunun da salladığı çok belli. bir günlük, dürüst olamaz zaten!
Yok alkol "cıs"mış, yok et yememiş çok iyi kalpliymiş, yok 31 çekmemiş ayıpmış... Artık böyle "ben var ben, bakın siz de"cilere yekten siktir çekecek yaştayım.
sonuçta yazara katılmanız gerekmiyor, büyük sorun anlaşamamız değil. dediğim gibi dili ve dizilimi de pek açmadı. Ama asıl şuna dikkat etmek lazım, internetti, maaştı, o kadar yapıştık ki birbirimize, Bugün işi gücü olan bir adam "ben 2 sene dağ başına gidiyorum, kafa dinleyeceğim" dese deli muamelesi yaparlar. anası, amcası karalar bağlar. Yaptırmazlar bunu. en fazla köye gidebilirsin lanetlenmeden. kafa atınca dağa çıkan insanlardan telefonu iki gün kapatamayan insanlara ne kadar hızlı gelmişiz.
bu başlık @svart tarafından ukde olarak kaydedilmiş