"mahsus", "özel" anlamına geliyor, "mahal" ise "yer" anlamında. "mahsus mahal" yani "özel yer". birisi için hazırlanan özel yer. peki, bu cümledeki "birisi" kimdir ve bu özel yerin "özel"liği nedir. mahsus mahal, cezaevlerinde "tabutluk" olarak da bilinen cezaevi hücrelerine verilen bir isim. bu hücrelerden birinde bulunan bir mahkuma ayrıca işkence yapmaya gerek kalmıyor, zira bu odalardan birinde olmak, mahkum için zaten başlı başına bir işkence oluyor. bu hücreler, odanın içinde oturmaya çalışıldığında dizlerin ve sırtın duvara değeceği kadar dar yapılıyormuş ve penceresizlermiş.
******
"mahsus mahal", ilk sayısı 2007 yılında çıkmış olan üç aylık hapishane ve edebiyat dergisidir. uluslararası yazarlar birliği (pen) hapisteki yazarlar komitesi'nin projesi kapsamında gerçekleştirilen dergi projesi, cezaevlerinde bulunan mahkumların şiir, öykü, deneme, karikatür gibi ürünlerinin yayımlanması ve içeri ile dışarı arasında bir bağ kurulması amaçlarıyla hayata geçirilmiş.
derginin bir sayısına istanbul'da rast gelmiştim, mahsus mahal dergisi'nden haberdar oluşum öyledir. yazık ki derginin dağıtımı ülke geneline yapılmamış, yapılamamış ve dergi sayıları sadece istanbul'da ve sadece birkaç kitabevinde yer bulmuş. dergiye, derginin yayın çerçevesi dahilinde özgür yazarlar da katkıda bulunuyordu. böyle bir çalışmanın türkiye'de örneği çok değil. türkiye tarihinden biliyoruz ki cezaevleri birçok yazar ve sanatçı için hem kaynak hem de üretim yeri olmuştur. bu bakış elbette "cezaevleri yazarlar veya sanatçılar için çok faydalıdır, onları lütfen hapse atalım" anlamında değil. içinde bulundukları çok zor koşullar yazarların ve sanatçıların çok zengin ürünler ortaya koyabilmelerine neden olmuştur.