1. 1990 yıllarının başında sınırımızda patlak veren Körfez Krizi ve İran-Irak arasındaki savaş Türkiye’nin ihracat pazarlarını ciddi bir şekilde olumsuz etkilemiştir.

    Merkez Bankası 1990-1992 döneminde iki kez para programı ilan etmiştir. Merkez Bankası bilançosunu düzeltmeye yönelik bu girişimleri sonuç vermeden 1993 yılı sonunda ve 1994 yılı başında bir mali çalkantı yaşamıştır. Bu çalkantıdan dolayı kamu finansman ihtiyacının Merkez Bankası’nca karşılanması ve eş zamanlı olarak hazinenin yaptığı ihalenin iptal edilmesi piyasalarda ciddi likitide artışlarına yol açmıştır. (DOĞRU, Bülent; 2015: 69)

    Bu gelişmeler sonucunda Merkez Bankası döviz satışı stratejisi izlemiş ama faizlerin piyasalardan farklı hareket etmesi sonucunda kurlar üzerinde baskı oluşmuştur. En nihayetinde Merkez Bankası’nda müdahalesinin bir sınırı vardı. Çünkü müdahale döviz rezervleri ölçüsünde olabiliyordu. Bu süreçte zorlanan Türkiye Cumhuriyeti dönem hükümeti IMF ile yapılan Stand-By anlaşması ile olumsuz duruma çözüm üretmeye çalıştı.

    Krize gelmeden önceki dönemde de Türkiye zorlu bir süreçten geçmekteydi. Çünkü 1993 yılında Uğur Mumcu’nun öldürülmesi ve ardından Turgut Özal’ın o günlerde varsayılan kalp krizi sonucunda ölmesinden sonra hakim olan siyasi hava, ekonomiyi ve dolayısıyla ekonominin dengelerini tedirgin etmekteydi.

    Bu gelişmelerle birlikte sürdürülemez ekonomik politikalar sonucunda 1994 krizi ortaya çıkmış ve 5 Nisan 1994 tarihinde hükümetin eylem paketi açıklamasıyla süreç devam etmiştir.

    Açıklanan paket kısa vadede etkili olmuş gibi görünse de, uzun vadede sağlıksız etkileri olduğu anlaşılmıştır. Bu olumsuz etkiler ise uzun vadede kendini göstermiştir. İlki yabancı sermaye giriş teşviki ve kaçışının önlenmesi sebebiyle yüksek oranda tutulan faiz oranlarıydı. Çünkü bu durum yurtiçi borçlanmayı arttırmıştı. İkincisi ise; mevduat hesaplarının tam sigorta kapsamına alınmış olması gelecekte bankacılık sektörünü olumsuz etkileyecekti.

    Yapılan çalışmalara rağmen 5 Nisan 1994 yılında Çiller hükümetinin açıkladığı plan Moddy’s gibi kuruluşların ülkemizin kredi notunu düşürmesini engelleyemedi. Sonucunda bu kriz bir türlü tamamıyla atlatılmadı. Yarım milyon civarında kişi işsiz kaldı. Merkez Bankası TL’yi %13,6 oranında devülasyona uğrattı. Döviz açığını kapatmak için de %90 faizli ve üç ay vadeli hazine bonosu çıkartarak süreç hafifletilmeye çalışıldı.
    #264465 rekoba | 4 yıl önce
    0olay