gerçek dinin insanın doğasında yerleşik bulunduğunu ve inanca temel teşkil eden bütün esasların akılla kavranabileceğini ileri süren bir rönesans akımıdır.
bu akım aslında tarihsel dinlere yönelik bir alternatif arayışıdır. zira hem bodin hem de cherburry tarihsel dinlerin, inancın sade ilkelerini çarpıttığını, bu dinlerin hakikate ilişkin gerçekleri bir yığın gereksiz kural ve ayrıntılar ile bulandırdığını ifade etmektedir.
oysa ki din için bilinmesi gerekenler bu akımı savunanlar için çok basittir: tek bir tanrı inancı, erdemli ve ahlaklı olmak, öbür dünyayı da içine alan bir adalet anlayışı (iyilerin nihai olarak ödüllendirileceği ve kötülerin de cezalandırlacağına yönelik doğal bir beklenti.)
doğal din savunucularına göre bu sayılanlar son derece basit inanç ilkeleri olup, her insanın akılla kavrayabileceği, iç benliğinde duyumsayabileceği, kolaylıkla anlayabileceği ve hayata geçirebileceği sadeliktedir. oysa tarihsel dinler, uzun haram/helal listeleri, günah/sevap kategorileri, akla ve vicdana aykırı kabulleri, ruhban sınıfları, anlamsız hikayeleri ile gerçek dini tanınmaz hale getirmişler ve insanları inançsızlığa sürüklemişlerdir.
diğer yandan doğal din anlayışı da kötülük sorununun yıkıcı saldırılarına karşı en az teizm kadar açıktır.