Marketten aldığınız ete benzemez, kurbanın kendisinin ve damarlarında akan taze kanın kokusu tüm sıcaklığıyla üstündedir.
Aylardır kendini elleriyle beslediği sahibinin, elindeki bıcakla boğazını keserken duyduğu acı ve korkudan tüm vücüdü kas katı kesilir.
Siz onu keserken hala yaşıyordur ve hissediyordur, kestikten sonra yüzerken kaslarının gerildiğini bacaklarının hareket ettiğini görürsünüz.
Kurban öldükten sonra solunumun durmasıyla rigor mortis ölüm sertliği gerçekleşir, kasların enerji kaynağı tükendiğinden kas fiberleri gevşeyemez ve öyle 36 saat kadar semsert kalır.
Tabi bu esnada muhtemelen kurbanı parçalamaya başlamışsınızdır, kemiklerini ve etlelerini ayırmaya, bacaklarını ve kasıklarını baltayla kesmeye, kafasını yüzmeye koyulursunuz, sonra tabi burnunuzda o daha kasları dahi gevşememiş çiğ ve sıcak olan etin kavurma kokukusu ve aynı zamanda kurbanın kan kokusu karışır. Bi güzel löp löp götürürsünüz sonra. Afiyet olsun.
Ha belki bazılarınız bunları duyduktan sonra nasıl yerim falan diye düşünüyordur şöyle kendinizi rahatlatabilirsiniz mesela bir ineği hiroşima ve nagazaki üzerine atom bombası atarken hayal edin yada bir keçiyi orta çağda kadınları canlı canlı çarmaha gerip din adına yaktığını, yetmediyse boğaların zina yaptı diye başkalarını taşladığını ve kafalarını kestiğini sonra güçsüzlere tecavüz edip kendilerinden farklı göründüğü, düşündüğü için gaz odalarında kadın ve çocukları yaktıklarını.
Ondan sonra politik doğrucu ütopik mastürbasyonunuzu yaparken afiyetle yeyin kurbanınızı...