ünlü amiral horatio nelson'a şapkasına takmak için bir mücevher göndermiş olan padişah.
tabii böyle bir eylem yapmasının amacı nelson'ın akdeniz'de fransa donanmasını bozguna uğratması. iii. selim de "helal olsun lan sana! bundan sonra sen de bizdensin!" deyip hem mücevher hem de üzerinde pırlantalarla hilal çizilmiş olan bir nişan gönderir.
tabii nelson durumu önce krala açar ve kral da onay verince hem "hilal şövalyesi" olur hem de şapkasından ünlü süsünü eksik etmez. hatta osmanlı nişanını da kullandığı üniformaya desen olarak işletir.
28. osmanlı padişahı. 18. yüzyılın en zor dönemine denk gelmiştir. en modernist padişahlardan biridir. en çok resmini yaptıran padişahtır. yaklaşık 100'den fazla musiki bestesi olup 60'dan fazlası günümüze ulaşabilmiştir. imparatorluğun derin bir 'rehavet' içinde olduğunu daha tahta çıkmadan önce söyleyip durmuş, sonrasında da ıslahat üstüne ıslahat yapmıştır ancak yeniçeri, ulema ve halka yaranamamıştır. bir yaz gecesi odasında ney çalarken suikaste uğramıştır.
Reformcu Padişah III. Selim, 1789’da tahta çıktıktan sonra, “dışarda esen rüzgârlar” hakkında kendisini aydınlatması için, -o zamanlar “reisülküttap” denilen- Dışişleri Bakanı atıf efendi’den bir muhtıra ister. fransız devrimi’nin üstünden birkaç yıl geçmiştir henüz. Atıf Efendi’nin hazırlayıp padişaha sunduğu -ve metni bugün de elimizde bulunan- ünlü muhtırasında -özetle- şunları söyler: “Burada voltaire, rousseau adlı zındıklar ve onlardan beter ukalalar, peygamberlere sövmek, büyükleri zem etmek, bütün dinleri kaldırmak, cumhuriyet ve eşitliği ima etmekten ibaret birtakım kışkırtıcı düşünceler yaymışlardır. Aslında fitne ve fesattan başka bir şey olmayan bu düşünceler -frengi hastalığı gibi- halkın beyinlerine işlemiştir. İşin garip yanı, halk da rağbet etmektedir bu tür düşüncelere. İşte, bunların etkisinde kalanlar, birkaç yıl önce, bir fitne ve fesat ateşi tutuşturup çevreye yaymışlar, Allah korkusunu kaldırıp ar ve namusu mahvetmişler, Fransa halkını vahşi hayvan kıyafetine sokmaya çalışmışlar, bununla da yetinmeyip -her yerde kafadarlar sağlayarak- insan hakları dedikleri isyan bildirilerini yabancı dillere de çevirtip, milletleri hükümdarları aleyhine kışkırtmışlardır.”