Güzel gönüllü insan, dokunaklı şair ve yazar rahmetli küçük iskender'in 2000 yılında inkılap kitap'tan çıkan eseridir. sıkça karşılaştığımız şiirlerinin haricinde bu kitabı, serbest çağrışımlar ile kısa denemeler yazdığı bol duygu, bol endişe, bol karamsarlık, bol aşk, bol mutluluk içerir.
burada beni de her zaman çok etkileyen, dönem dönem karıştırdığım bazı yazılar var, bunlardan biri şu;
öküzlere gidiyorum tren taklidi yapıp hemen döne'cem
Aşkta beklentiler tehdit unsuru oluşturdu mu, sevgiliyi öldürmeli! o, farkına varmadan hayatına hap atmalı! Tacize uğrayan gözler, artık uzağı göremez. Tacize uğrayan dudaklar, hafızasız sözcüklerin peşinden bükülür. Aşkın başı kalabalıksa çıkıp gitmeli. Balık leşi satılan motor iskelelerinde sizi alıp götürecek bıçkın denizciler beklemeli. Aşk, bir ülke değil. Aşka yerleşilmez. Gereksiz şiirlerle aşkın dikkatini dağıtmamalı. -"kızımla evlenmek istiyorsan, ormandaki ejderhayı yakalayıp bana getirmelisin!.."
lükse kaçan aşklarla bezeli masallar, bizim gibilerin uykusunu kaçırtır, başka boka da yaramaz! Aşk ağaca çıktı mı itfaiyeyi çağırmalı. Çünkü aşk, "pisi pisi" ye gelmez! Aşk ormanda ispatlanmaz. Aşk olmazsa olmaz bir genelgedir. öyle her yerde yazılmaz, okunmaz! Aşkın artistik puanı yoktur!
kapanan bir derginin sadık okuru gibisinizdir ayrılığın ceza sahasında. Aşk ise, tahrike açık pozisyon. Tahterevalliden ilk kim kalkarsa yırtar, öbürünün kıçı yere vurur!
umutsuzluğa sürüklenen aşklarını çöpe atabilenler, gerçek bir kalp kahramanı olmayı becerebilmişlerdir. Evet, bu yüzden ödüllendirilmezler ama, rus ruletinin baş mimarı, o tek kurşunu havaya sıkmanın keyfini yaşarlar. yunus ile ahtapot, aynı poker masasına oturamaz! aşk hileye yol açan beşinci as'tır! aşk menzili daraltır, hayal gücünü sıfırlar!
-"onu ilk gördüğümde..." denizi ilk gören, önce boğulacaktır diye bir kural tanımıyorum!
-"ona ilk açıldığımda..." karşınızdaki psikiatristiniz midir?!
aşkta beklentiler tehdit unsuru oluşturdu mu, sevgiliyi öldürmeli! sonra, doğaya gidip teslim olmalı! tacize uğrayan ruhlar, hiçbir fincan celsesine katılmazlar. tacize uğrayan özlemler, hedef tahtasında bekleme yapmazlar. aşk veresiye kabul etmez. aşk depozit olarak bir ömür ister!
ben de sevdim elbet. şahitlerim var. ama hiçbir ilişkide kontrat imzalamadığım için huzur ve barış ortamlarında yeşeren, çiçek veren mizacım sayesinde, kısa süreli birkaç sinir krizinin haricinde taklaya gelmedim. sigorta şirketim sanat, özel hayatımdaki bütün zararları karşıladı.
ben de sevdim elbet. aşkla teşrik-i mesaimizde binlerce his doğurduk. o binlerce hissi büyüttük, okula bile yazdırdık. tembeldi hislerimiz. sadakat'i çalışmadılar. dersi kırıp ihanet'e film seyretmeye gittiler. bir daha onları görmedik. aşk, annesinin evine döndü. ben, yalnızlığa verdim kendimi. küçük'tüm, ufacık'tım, bir taş attım içime, bin akıllı çıkartmadı!