1. bir sanat eserinin ya da sanatçının olumlu ya da olumsuz yanlarını somut verilere dayanarak yargılayıp değerlendiren yazı türü.

    türk edebiyatına bu tür tanzimat edebiyatı dönemi ile girmiştir.

    edebiyatımızın ilk eleştiri yazısı: namık kemal'in "lisan-ı osmaninin edebiyatı hakkında bazı mülahazatı şamildir" adlı yazısıdır.

    edebiyatımızın ilk eleştiri eseri: namık kemal'in "tahrib-i harabat" adlı eseridir.
    #24750 kesret | 8 yıl önce
    0edebiyat terimi 
  2. roland barthes, eleştiri nedir?

    ''Eleştirinin konusu çok farklıdır, "dünya" değildir, bir anlatıdır, bir başkasının anlatısıdır. Bir anlatı üzerine anlatıdır eleştiri; bir ilk dil (ya da nesne-dil) üzerinde kendini deneyen bir ikinci dil ya da bir öte-dil'dir. Bunun sonucu olarak, eleştiri iki çeşit ilişki ile iş görecektir: Eleştiri dili ile incelenen yazarın dilinin ilişkisi, bir de bu nesne-dil'in dünya ile ilişkisi. eleştiriyi tanımlayan ve onu başka bir ussal çabayla, yani tamamıyla nesne-dil ile öte-dilin ayrılığı üzerine kurulmuş olan mantıkla benzer kılan şey, bu iki dilin "sürtüşmesi"dir. ''

    (...)

    ''Denilebilir ki, eleştirinin işi tamamıyla biçimseldir (biricik evrensellik güvencesi de budur): İncelenen yapıt ya da yazarda şimdiye kadar farkına varılmamış, "gizli" bir şey, bir "giz" bulmak değil (hangi mucizeyle? Bizden öncekiler bizim kadar anlayışlı değiller miydi?), karışık bir mobilyanın iki parçasını "akıllıca" inceleyip karşılaştıran iyi bir marangoz gibi çağının kendisine sunduğu dili (varoluşçuluk, Marxçılık, psikanaliz) yazarın kendi çağına göre oluşturduğu dile, yani mantıksal zorunlukların biçimsel dizgesine uygulamaktır. Bir eleştirinin "kanıt"ı gerçek'ten gelmez, çünkü eleştiri anlatısı —tıpkı mantık anlatısı gibi— ancak ve ancak biçimseldir: En sonunda, gecikme ile, ama tamamıyla bu gecikme içine yerleşerek: Racine Racine'dir, Proust proust'tur demektir; eleştiri kanıtı diye bir şey varsa, bu, sorguya çekilen yapıtı "açma" değil, tam tersine onu elden geldiğince kendi kaplama yeteneğine bağlıdır.''

    #92077 ursula | 7 yıl önce (  7 yıl önce)
    0edebiyat terimi 
  3. Bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit.

    Örnek kullanım: Haklarında yazılan yüceltici eleştirileri de tam anladığımı söyleyemem. O zaman biraz komplekse kapılıyorum. (N. Meriç)
    #133473 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  4. Bir edebiyat veya sanat eserini her yönüyle değerlendirerek anlaşılmasını sağlamak amacıyla yazılan yazı türü, tenkit, kritik.
    #133474 tdk | 6 yıl önce
    0edebiyat terimi 
  5. Özellikle bilginin temellerini ve doğruluk durumunu inceleme, sınama, yargılama.

    Örnek kullanım: Zengin seçenekleri dinlerken siz de muhayyilenizi, eleştiri bilincinizi bilemiş olurdunuz. (H. Taner)
    #133475 tdk | 6 yıl önce
    0felsefe terimi 

  6. kişinin yaptığı şeyleri iyisi ve kötüsüyle söylemektir. bu söylemelerde kelimelerde ağırlık yapar. hatta öyle ağırdır ki kolay kolay herkes kaldıramaz.
    #220300 Angel Spy | 4 yıl önce
    0genel terim 
  7. kulzos'ta hakkında hurafeler gezen kavramdır. eleştirinin zıttı saygı değildir. bunu artık kafalardan silmek gerekir. eleştiri yapmak karşındakini anlamamak değildir. bir insanın verdiği kararları eleştirmek saygısızlık değildir. nasıl bir saygı bu? düşünce kabiliyeti olarak rölativizm'in üstünde insanlar yazıyor bu sözlükte. artık şu '' '' bağnazlığından vazgeçelim. anasınıfında kaldı bunlar. bir durumu eleştirirken '''' saçmalığı çiğnenmiyor. seri eksilendim tarzında yakınmalar çok ilkel davranışlar bunları ilerletelim. insanların kararları duyguları fikirleri sorgulanamaz eleştirilemez değildir. bunu bir üste taşıyıp eleştirinin eleştirilemezliğini tartışalım. kafanızdaki saygı ve eleştiri dualizmini artık bir kenara bırakın. yine gereksiz bir ekleme olarak üslup tabiki önemli eleştiride :) bunu demezsem klişesiz kalırız. duyar tanrıları gelir beni cezalandırır. yemek yemeye gidiyorum gömün birbirinizi acımayın.
    1genel terim 
  8. "bence" çoğu kişinin samimi olmadığı -özellikle öz eleştiri konusunda-, yapamadığı -yaptığı eleştirinin içinin kof olma durumu-, son zamanlarda toplumda yapıcı ve yıkıcı olarak iki genel kavrama ayrıldığımı gördüğüm -bir de yıkıcı eleştiri neyse artık (!)-, işlevsiz olunca bir süre sonra duymaktan ve yapmaktan gına getiren kavram.
    #281111 migfer tokmakel | 2 yıl önce (  2 yıl önce)
    0genel terim 
  9. esasında içinde olumlu ve olumsuz her türlü tespit ve değerlendirmeyi içeren bir kavramdır. lakin kültürümüzde mevcut her şeye bir kusur bulma hastalığı yüzünden yalnızca olumsuz anlamıyla sınırlanmaya doğru anlam daralmasına uğramıştır.
    #281139 laedri | 2 yıl önce
    0genel terim 
  10. Kanlı bıçaklı düşmanlıkla karıştırılan kavram. Kimse kendine toz kondurmuyor.

    En ufak şeyde sana bileniyor adam, gizil düşman oluyor. O yüzden yakınlarım dışında pek kullanmıyorum artık.
    #292732 migfer tokmakel | 3 ay önce (  3 ay önce)
    0genel terim 
  11. Her insanın en ufak bir şeyde savunmaya geçtiği ya da daha kötüsü her insanın artık her konuda ben her şeyi çok biliyorum durumu yüzünden ne eleştiri alabilir ne yapabilir olduk. Bu yüzden artık insanlarla konuşmak bile çok yoruyor.
    Yerinde ve tadında ve gerçekten bilgi ile yapıldığında kişinin kendini ve eserini geliştirmesiyle sonuçlanır. Aksi halde öfke yaratıyor.
    #292733 kaskfirlatankiz | 3 ay önce
    0genel terim 
  12. eleme kökünden gelir. ayrıştırma, süzgeçten geçirme demektir. bir şeyin genelde istenmeyen yönlerini tespit eder ve bunları ortaya koyarsınız. yani amaç burada o şeyi istenilen forma sokmaktır.

    dolayısıyla bir eleştirinin olması için bir ideal formun da olması gerekir. sizin için ideal olan liberal politikalarsa o zaman bir politikayı eleştirirken liberal olmayan yönlerinden bahsedersiniz. aynı şekilde ideal olan sosyalist politikalarsa o zaman bunu belirtirsiniz. dolayısıyla eleştirinin kendi başına bir yönü yordamı yoktur. yönünü ve yordamını belirleyecek olan şey eleştirmenin ideal olarak gördüğü kavramdır.
    #292796 eksicidegilim | 3 ay önce
    0felsefe terimi