''Eleştirinin konusu çok farklıdır, "dünya" değildir, bir anlatıdır, bir başkasının anlatısıdır. Bir anlatı üzerine anlatıdır eleştiri; bir ilk dil (ya da nesne-dil) üzerinde kendini deneyen bir ikinci dil ya da bir öte-dil'dir. Bunun sonucu olarak, eleştiri iki çeşit ilişki ile iş görecektir: Eleştiri dili ile incelenen yazarın dilinin ilişkisi, bir de bu nesne-dil'in dünya ile ilişkisi. eleştiriyi tanımlayan ve onu başka bir ussal çabayla, yani tamamıyla nesne-dil ile öte-dilin ayrılığı üzerine kurulmuş olan mantıkla benzer kılan şey, bu iki dilin "sürtüşmesi"dir. ''
(...)
''Denilebilir ki, eleştirinin işi tamamıyla biçimseldir (biricik evrensellik güvencesi de budur): İncelenen yapıt ya da yazarda şimdiye kadar farkına varılmamış, "gizli" bir şey, bir "giz" bulmak değil (hangi mucizeyle? Bizden öncekiler bizim kadar anlayışlı değiller miydi?), karışık bir mobilyanın iki parçasını "akıllıca" inceleyip karşılaştıran iyi bir marangoz gibi çağının kendisine sunduğu dili (varoluşçuluk, Marxçılık, psikanaliz) yazarın kendi çağına göre oluşturduğu dile, yani mantıksal zorunlukların biçimsel dizgesine uygulamaktır. Bir eleştirinin "kanıt"ı gerçek'ten gelmez, çünkü eleştiri anlatısı —tıpkı mantık anlatısı gibi— ancak ve ancak biçimseldir: En sonunda, gecikme ile, ama tamamıyla bu gecikme içine yerleşerek: Racine Racine'dir, Proust proust'tur demektir; eleştiri kanıtı diye bir şey varsa, bu, sorguya çekilen yapıtı "açma" değil, tam tersine onu elden geldiğince kendi kaplama yeteneğine bağlıdır.''
kişinin yaptığı şeyleri iyisi ve kötüsüyle söylemektir. bu söylemelerde kelimelerde ağırlık yapar. hatta öyle ağırdır ki kolay kolay herkes kaldıramaz.
kulzos'ta hakkında hurafeler gezen kavramdır. eleştirinin zıttı saygı değildir. bunu artık kafalardan silmek gerekir. eleştiri yapmak karşındakini anlamamak değildir. bir insanın verdiği kararları eleştirmek saygısızlık değildir. nasıl bir saygı bu? düşünce kabiliyeti olarak rölativizm'in üstünde insanlar yazıyor bu sözlükte. artık şu '' zevkler ve renkler tartışılmaz'' bağnazlığından vazgeçelim. anasınıfında kaldı bunlar. bir durumu eleştirirken ''herkesin hayatına kimse karışamaz'' saçmalığı çiğnenmiyor. seri eksilendim tarzında yakınmalar çok ilkel davranışlar bunları ilerletelim. insanların kararları duyguları fikirleri sorgulanamaz eleştirilemez değildir. bunu bir üste taşıyıp eleştirinin eleştirilemezliğini tartışalım. kafanızdaki saygı ve eleştiri dualizmini artık bir kenara bırakın. yine gereksiz bir ekleme olarak üslup tabiki önemli eleştiride :) bunu demezsem klişesiz kalırız. duyar tanrıları gelir beni cezalandırır. yemek yemeye gidiyorum gömün birbirinizi acımayın.
"bence" çoğu kişinin samimi olmadığı -özellikle öz eleştiri konusunda-, yapamadığı -yaptığı eleştirinin içinin kof olma durumu-, son zamanlarda toplumda yapıcı ve yıkıcı olarak iki genel kavrama ayrıldığımı gördüğüm -bir de yıkıcı eleştiri neyse artık (!)-, işlevsiz olunca bir süre sonra duymaktan ve yapmaktan gına getiren kavram.
esasında içinde olumlu ve olumsuz her türlü tespit ve değerlendirmeyi içeren bir kavramdır. lakin kültürümüzde mevcut her şeye bir kusur bulma hastalığı yüzünden yalnızca olumsuz anlamıyla sınırlanmaya doğru anlam daralmasına uğramıştır.
Her insanın en ufak bir şeyde savunmaya geçtiği ya da daha kötüsü her insanın artık her konuda ben her şeyi çok biliyorum durumu yüzünden ne eleştiri alabilir ne yapabilir olduk. Bu yüzden artık insanlarla konuşmak bile çok yoruyor. Yerinde ve tadında ve gerçekten bilgi ile yapıldığında kişinin kendini ve eserini geliştirmesiyle sonuçlanır. Aksi halde öfke yaratıyor.
eleme kökünden gelir. ayrıştırma, süzgeçten geçirme demektir. bir şeyin genelde istenmeyen yönlerini tespit eder ve bunları ortaya koyarsınız. yani amaç burada o şeyi istenilen forma sokmaktır.
dolayısıyla bir eleştirinin olması için bir ideal formun da olması gerekir. sizin için ideal olan liberal politikalarsa o zaman bir politikayı eleştirirken liberal olmayan yönlerinden bahsedersiniz. aynı şekilde ideal olan sosyalist politikalarsa o zaman bunu belirtirsiniz. dolayısıyla eleştirinin kendi başına bir yönü yordamı yoktur. yönünü ve yordamını belirleyecek olan şey eleştirmenin ideal olarak gördüğü kavramdır.