Türk yapımı bir netflix dizisi. Aileden aktarılan travmalarla ilgili son dönemlerde popüler olan bir kitabın ekmeğini yiyen yorucu bir senaryosu var. Psikoloji de, terapi de böyle şeyler değil. Psikodrama bile böyle bir şey değil, içindeki o sahnelerin safsata olduğunu bilerek izlemekte fayda var.
Ayrıca arkadaşlıklar, aile ilişkileri, evlilikler falan da komple sorunlu bakış açılarıyla yansıtılıyor, allahım başroldeki eski sevgilisini yıllarca unutamamış evli bir kadını izlerken içlerim çekildi, üç kadının sürekli birbirinin hayatında sınırsızca var olmasından da öyle rahatsız oldum. Akdeniz insanının sıcaklığını dünyaya böyle mi yansıtmak istediler bilmem ama demek ki ben iskandinavım, böyle bir arkadaşlığa imkanı yok katlanamam.
Oyunculuklar da çok yapay.
Arkada ses olsun diye yemek yaparken, oyun oynarken izlemelik dizi oldu ama o iyi oldu.
2022 türk yapımı netflix dizisi olan bu dizi sanırım tuba büyüküstün'ün canlandırdığı "ada" karakterinin her şeyine uyuz olmamız için özel olarak dizayn edilmiş.
kendisi dizinin başından beri bir drama queen, hem de önde koşanı, bayrak sallayanı...o kadar ki şişirdi, bitirdi, yıldım. pek de bir oyunculuk mahareti olmadığından insan iyice bayılıyor.
sevgili @taro'nun da dediği gibi dizi arkada oynarken her bir işinizi yapabilirsiniz. ben henüz bitirmedim ama bitme aşamasında da pek farklı bir şeyle karşılaşacağımı sanmıyorum. genellikle çizim işlerimi yaparken kafamı da pek ağrıtmayacak filmler, diziler izlemeyi (dinlemeyi) severim. çünkü güzel bir proje ise işini yapamazsın, bunlarla rahat oluyor, kafayı 15 dakikada bir kaldırsan da sıkıntı olmuyor.
gelelim konuya; keşke ben de "seni seçtim pikachu" diyerek tüm hayatımı gözler önüne seren bir dal, bir alan bulsaydım. herkes bir çeşit medyum, bir çeşit hipnoz uzmanı, bir çeşit parapsikoloji duayeni. travmalarla yaşıyoruz, halbusi pek kolaymış.
ameliyat sahnelerinin de patlak ötesi olduğunu söyleyebilirim. doktor olmanıza gerek yok, birden fazla defa ameliyathaneye girdiyseniz bile bunu anlayabilirsiniz. @taro kendi konusunun mantık hatalarını da anlatmış zaten.
az biraz gerçekçilik arzu ediyoruz cidden. her şeyi göstermeye gerek yok, bir zamanlar anadolu'da filmini izleyenler hatırlayacaktır, sadece ses ile deneyimlediğimiz otopsi inanılmazdı.
genel olarak oyunculuklar patlak ötesi, seda bakan neşeli ve enerjik bir insan olduğundan yine aynı karakterde sırıtmamış ama geneli cidden zorlama. rıza kocaoğlu en iyi iş çıkaranlardan bir de fırat tanış'a kredimiz bol, o da ne yapsın ekmek parası.
dizi özeti: izlemeyeceğim kısaca anlatsana diyenler için amme hizmeti; ilkokul rondu ayarında oyunculuk sergileyen "ada" karakterinin beş karış suratıyla her yerde ve herkese sırtını dönüp gitmesi ve akabinde tüm diğer oyuncuların "ada ama ada" diye bağırarak peşinden koşmasını izleyeceğiniz dizi.
fırat'çım seni tenzih ediyorum ama bir daha olmasın ya.
Az biraz yapımlardan anladığım için, izlenmeye gerek görülmeyenler listemdeydi. Fakat ulu manitu izlemeye karar verince mecburen bi küçük maruz kaldım. Biraz ortasından, izleyince bunlar bunlar olur, şu şununla oha aradığım buymuş sevgilisi olur filan dedim, sonunda da oldu birçoğu.
İzlenmeye gerek görülmeyenlere eklediğime memnun, izlemeye maruz bırakılmaya da kaygısız oldum.
Tamam çıtır çerez bir şey yapıyorsunuz, çok da iyi kazanıyorsunuz, güzel. Yaşamın gerçeğini bulmuş da insanlara farkındalık akıtmaya çalışıyorsunuz, fakat ne hikmetse her izleyenin sorduğu o malum soruya cevap tam bir umut taciri cevabı... Bir noktada malum oyuncu olmayan oyuncu dişil şahıs, nalakası var geçmişte olanların benle, ne saçma şeyler diyoru. Hah diyorsun bakalım hangi felsefenin üzerine bindirmişler hikayeyi, sabırla bekliyorsun. Alim danış bir nefes alıyor, ya ne salak salak sorular bunlar, kaç yaşındasın gibili bakıyor. Sonra bu mal anlamaz ben buna hikayeyle anlatayım diyor. Buraları nenem yaptı, hep zeytin ekti buralara, işte bunlar bana kaldı geçmişten diyor.