Temel mantık olarak o anda çalan şarkı ile (master), geçilecek şarkının vuruş hızlarının eşitlenmesi olayı. Eskiden analog sistemler kullanılırken tabii ki bir hayli zordu; ciddi manada pratik yapmak ve belli bir kulak meziyetine sahip olmak gerekirdi. bpm counter dediğimiz teknoloji / kolaylık o yıllarda henüz keşfedilmediği için tüm miksaj süreci kulak ile gerçekleştirilmek durumundaydı. Özellikle turntable / plak kullanımında pitch controller 'ın sınırlı hareket kabiliyeti ve dönemin hakim janrası olarak birbirinden farklı altyapılara ve hızlara sahip tür olan eurodance olmasından ötürü "iyi / kötü dicey" ayrımını yapabilmenin en temel kriteriydi.
2005-2006 yıllarından sonra teknolojik gelişmelerle beraber controller, effector dediğimiz cihazlara ilaveten; hem case taşıma hamallığından kurtaran , hem de tamamen dijital bir sistem ile birlikte tempo olarak hatasız live setlere izin veren final scratch gibi djing enstrümanları çıktı. Dolayısıyla beatmatch, temel djing yetkinliği olmaktan çıktı. Bir sync tuşu ile tüm tempolar / gridler eşitlenebilir hale geldi ve haliyle de diceylere sadece soytarılık yapma kısmı kaldı. Bir knob 'u sanki tekerleği icat eder gibi çevirme tripleri, kulaklık kullanımına gerek kalmadığı için ağızlarından alevler püskürtmeler gibi görsel şovlara döndü iş.