osmanlı'nın ilk başkenti olan bursa bıçaklarıyla da meşhurdur. bursa'da bıçakçılık önceleri silah olarak kullanılan kılıç, hançer vs üretimi ile başlamıştır. hüdavendigar lakaplı ii. murad döneminde yapılan sayım defterlerinde bursa'da yüzden fazla bıçak imalathanesi bulunduğu kayıtlara geçmiştir. bursa'nın başkent olma durumu sona erdikten sonra silah olarak kullanılan kesici aletlerin üretiminde istanbul, filibe gibi başka merkezler de ortaya çıkmış, bursa'daki bıçakçılık işi mutfak bıçakları ve çakı gibi küçük parçalara da yönelmiştir. zanaatin duraklama dönemine girdiği son dönemde 93 harbiyle gelen göçmenler vasıtasıyla bıçakçılık zanaati yeniden canlanmıştır. bursa'dan alınan hediyelik eşya arasında havlu ve ipek kadar bıçaklar da meşhurdu bir zamanlar. bıçak deyip de geçmemek gerek. bıçak her eve lazım. şiire de lazım. bursa bıçakları ve çakıları kendilerine edebiyatta da yer bulmuşlar. hemen iki örnek bırakalım şuraya:
Kaside Elinde Bursa çakısı, Boynunda kırmızı yazma; Değnek soyarsın akşamlara kadar, Filya tarlasında
bıçak dövüyor bıçak bursa'da bıçakçılar bir dilim güneş gibi bursa bıçakları götürüp belki izmir'de fuar'da satacaklar belki balıkesir'de bıçakçılar içinde
halı dokuyor halı uşak'ta halı esnafı bir ilkbahar sahifesi kimisi silme çiçek dövülmüş bir bakır aydınlığı kimisinde kimisi tertemiz sofalara serilecek encamı bilinmeyecek kimisinin de halı dokuyor halı uşak'ta halı esnafı hünerli elleriyle bir dünya cenneti dokuyor içinde çırılçıplak kendisi işin tuhafı
akşehir'de semerciler semer dikiyor ufacık yere yakın bozkır atları için çuvaldızın ucunda ağaç saman ve meşin toz bıyıklarını yakıyor semercilerin bir iğne sokuyorlar bin ah çekiyorlar
demir dövüyor demir demirciler Sivas'ta örsün üstünde kibrit gibi, parlatıyorlar yumuşatıyorlar çifte su veriyorlar altı yüz çırak yüz elli usta Sivas'ta çekiç burunlarından çıngı sektiriyorlar
küçük asya düzünde ay ve yıldız omuz omuza vermiş ekmek yuğuruyor yıldız kadınhan'da buğday savuruyor ay ramandağı'ndan petrol çıkarıyor küçük asya düzünde ay ve yıldız her köşebaşında her gün rastladığımız gözleri bozkır gibi kuru ve aydınlık avuçları sıcacık demir kuşaklı halkımız