Fransızca "kilit, kopça" anlamlarına gelen "fermoir"den dilimize geçmiştir. İki bez parçasını birbirine tutturmaya yarar. Elbise, çanta, ayakkabı, pantolon ve hırka gibi eşyalarda kullanılır.
Fermuardan önce iki kumaş parçasını tutturmak için düğme, kopça, çıtçıt veya bağ gibi şeyler kullanılırdı. Günümüzdeki biçimine yakın olan fermuar düşüncesi ise ilk defa 1891 yılında bir Amerikalı mucit olan Whitcomb Judson tarafından ortaya atıldı. Judson tren raylarından esinlenerek bu düşünceyi öne sürdü. Adını da "toka kilitleyici (clasp locker)" olarak belirledi. Daha sonra ise bir elektrik mühendisi olan Gideon Sundback fermuarı geliştirerek günümüzdeki hâlini almasını sağladı. O da bu ürüne "ayrılabilir bağlantı (seperable fastener)" adını verdi ve bir fermuar makinesi geliştirdi. Bu sayede onlarca metre uzunluğunda fermuarlar üretebiliyordu. İlk kullanım yerleri tütün torbaları ve botlar oldu. Yaygınlaşması için ise yaklaşık 20 yıl daha geçmesi gerekti. Bu 20 yıl içinde sunulan reklamlar ve sinemada fermuarlı giysilerin kullanılması sayesinde yaygınlık kazanabildi.
Fermuarın içindeki "büyük 'y'" biçimindeki kanal iki kumaşın birleşmesini veya ayrılmasını sağlar.