bazı hristiyanlar allah kelimesini daha çok tercih ediyor bunun yerine. özellikle eski kutsal kitap çevirilerinde de "allah" olarak geçiyor.
katolikler de ikinci vatikan konsili'nde alınan "ibadetlerde yerel dilleri kullanma" kararından ötürü allah kelimesini kullanıyor.
bana biraz tuhaf gelse de, kelimelerin kökenine bakıldığında aslında allah veya tanrı demek çok fark etmiyor. zaten arap hristiyanlar da allah kelimesini kullanıyor.
ben ama tanrı kelimesini kullanmayı tercih ediyorum.
şimdi şu var bir de, eğer hristiyanlar'ın allah veya tanrı kelimesini kullanması kötüyse; mesela japonca'da "tanrı" anlamına gelen "kami" kelimesini de kullanamazlar. çünkü o "kami" bildiğimiz kami değil, shintou dininin kamisi.
Öncelikle şunu belirteyim; dinler ile bir alakam yok, mantık dışı. tanrı’nın varlığına inanıyorum.
Ha varlığı ya da yokluğu yaşadığımız sürece kanıtlanamayacak. O ayrı. Bi an olduğunu düşünüyorum korkunç, olmadığını düşünüyorum o da korkunç; bu nasıl bir denklem? Arafta kaldık. aslında ben en çok diğer tarafta vereceği ceza ve ödül ne, onu merak ediyorum. Özellikle de ceza kısmını.
Kendisi için yapılan en iyi tespit ise; Nazi kampında hücre duvarına yazılmış olan “wenn es einen gott gibt, muß er mich um verzeihung bitten." Yorumudur.
bu kadar karmaşık bir şekilde konuştuğum için beni affet, ama bunlar aniden vurdu beni. tanrı yoksa bu bir fark yaratır mı? hayat anlaşılır olurdu. ne rahatlama. ama ölüm de hayatın kaybolması demek olurdu. vücudun ve ruhun çözülmesi. acımasızlık, yalnızlık ve korku... hepsi doğrudan ve şeffaf olurdu. acı çekmek anlaşılmazdır, bu yüzden açıklanması gerekmez. yaratıcı yok. hayatı devam ettiren yok. bir tasarım yok... tanrım... neden beni bıraktın?
onun varlığı veya yokluğu bizler için çoğu şeyi kolaylaştırıyor. zor olan koruyup kollayan baba figüründeki tanrının yokluğu mu yoksa o tanrının çocuksu olması mı?
bazı insanların var olduğunu iddia ettiği yaratıcı güç. allah, evren, kainat artık adına ne derseniz.
bu klasik tanımın ardından şunu söyleyebilirim ki faturayı kendisine kesmek, sorumluluğu kendisine atmak konusunda inanan inanmayan fark etmeden iki kesim de son derece başarılı.
yeri geliyor kişisel meseleler oluyor bunlar. başarıyı tanrı'dan, zenginliği tanrı'dan istiyoruz; sözlü olarak. bundan daha önce de bahsetmiştim, bir şey için verilen emek zaten o şeyin duasıdır bana göre. hiçbir çaba sarf etmeden sözlü olarak bir şeyler istemek samimiyetsiz ve anlamsız geliyor. bu yeri geldiğinde bir vicdan rahatlatma olurken yeri geldiğinde de "bak o kadar dua ediyorum neden kabul olmuyor yoksa tanrı yok mu?"ya varıyor. ikisi de kişinin vicdanıyla ilgili meseleler, kimseye kalkıp da neden şuna inanıyorsun neden buna inanmıyorsun demeyeceğim elbette. ama böyle yanlış anlaşılan şeylerden dolayı olup bitenleri izlemekten bile yoruldum.
kişisel olan kısımları geçtim, bahsettiğim şey toplumsal bir boyuta ulaşıyor. inandığını söyleyen insanlardan "allah olmayanlara da versin" "allah x'e yardım etsin" tanrı'nın olmadığını söyleyen insanlardan da "tanrı olsaydı bu kadar kötülük olur muydu, bu kadar kişi aç kalır mıydı"yı duymaktan bıktım gerçekten.
yardım etmek, iyilik yapmak, tanrı'nın değil insanların görevidir. keşke bunda anlaşabilsek.
bu dünya bu haldeyse bizim yüzümüzden. başka hiçbir kimsenin, şeyin, gücün falan yüzünden değil. bu sorumluluğu üstlenmeden de herhangi bir sorunu çözebileceğimizi düşünmüyorum.
olduğuna inanılan soyut varlık. en önemli gücü de soyut olmasıdır. kendini tanrı olarak nitelendirenlerin hükmü 100 yıl sürmedi. kendini tanrının elçisi olarak lanse edenlerin etkisi ise 2000 yıldır devam ediyor. çünkü tanrı görülmemeli, bilinmemeli, elle tutulmayacak, taşla vurulmayacak, ölmeyecek tanrı. ölürse değeri kalmaz.
belki de dünyanın en büyük ponzisidir semavi dinler, kim bilir.
Türkiye’de daha çok Hristiyanların kullandığına inanılan kelime. Oysa ki Türkçe’dir. Yani bir iranlı nasıl başka bir iranlıya “hüda deme! Hristiyan mısın sen?” Demiyorsa Türkler de bunu kullanana Hristiyan muamelesi yapmamalı diye düşünüyorum.
Kaldı ki biz Türkçe konuşan Katolikler (bu kategoride Ermeniler de olduğu için Türk Katolik demedim) de Allah diyoruz. Araplar da Allah diyor. Yani Allah=islam tanrısı gibi bir durum da yok ortada. Müslüman Araplar daha portakalda elektron bile değillerken Arap Hristiyanlar İsa’ya Allah diyordu.