Yüz bölgesinde görünür farklılığı olan birey ve ailelere destek olmayı, toplumda farkındalığın artmasına yönelik çalışmalarda bulunmayı misyon; İnsanların dış görünüşleriyle değil oldukları gibi kabul edilmesine yönelik toplum bilincine katkı sağlamayı da vizyon olarak belirlemiş olan dernek.
web sitelerinde kuruluş öyküleri şu şekilde geçmiş: "Öznur ve Emre Erdal çiftinin kızları Elif 14 Haziran 2017′ de nadir görülen Treacher Collins Sendromu ile dünyaya geldi. Solunum, beslenme, işitme problemlerine neden olan bu sendrom konusunda bilgi edinmek amacıyla yüz bölgesinde benzer anomalileri yaşayan birey ve ailelere ulaştığımızda yaşanan fiziksel sorunların ötesinde daha önemli olan problemin bu kişilerin görünümleri nedeniyle toplum tarafından maruz kaldıkları tutum ve davranışlar olduğunu gördük. Her hangi bir yüz anomalisi olan bireyler ve aileler arasında dayanışmayı artırmak, toplumsal bütünleşme yolunda fiziksel sorunların sevgiyle aşılabileceği bilinciyle toplumda farkındalığın artmasına katkıda bulunmak adına derneğimizi kurduk."
Toplumun çoğulcu karakteristiği, ailelere fiziksel farklılıkları "fiziksel sorun" olarak tanımlatmış maalesef! Oysa ki asıl sorun olarak tanımlanması gereken "bu toplumda yaşama zorunluluğu" insanlarda içsel soruna dönüşmüş. Ortak acıların bir araya getirdiği insanlar birbirlerinden güç alarak topluma karşı duruş sergileme ihtiyacı hissetmiş!
Estetik/güzellik adına ne dersenirse densin, insanlık var oldukça sosyal ilişkileri düzenleyen, yapılandıran politik bir araç olmuş. Kişisel tercihleri ve kültürel gelişmeleri etkileyen, zevkle ilişkilendirilen bir kavram. Şairler onu övüyor, sanatçılar eserlerinde onu yakalamaya çalışıyor. Bazen düşünmüyor değilim; toplumda estetik düzenin hatta belki de kaygının inşa kaynağı sanatçılar mı acaba diye? Tarihe baktığımızda sanatçıların estetik merakları, beğenmedikleri bir çok şeyi acımasızca eleştirmelerine ve dışlamalarına neden olmuş. Size de züppece gelmiyor mu bu tutum? Bu yaklaşımın, güzelliğin psikolojik yerleşimine katkı sunduğu kanaatindeyim. Bir varlığın güzelliğinin mi yoksa güzelliği temsilinin mi üzerinde durmak gerekir?
İnsanların estetik kaygıdan uzak sosyal yaşama sahip olmaları bu kadar zor olmamalı. Benmerkezci bireysel yargıları bir kenara bırakarak Farklılıkların varlığını kabul edip saygı duymak ruhumuzu iyileştirecektir. hümanistçe bir edayla -Sevgiyle bakmayı bilenlere selam olsun diyerek noktayı koyuyorum.