"sport utility vehicle" tanımının kısaltması. bir sonraki araç olarak SUV düşünüldüğünde, hacimleri ve boyutları, özellikle park yeri bulmaya gelince, manevra yapmayı zorlaştırır. Sadece pahalı olmakla kalmıyorlar, aynı fiyat aralığındaki daha küçük araçlara göre daha az yakıt verimliliği sağladıkları için çevresel etkileri nedeniyle eleştiriye açıklar... Çoğu sadece önden çekişli (fiyat ve kullanışlılık) üretilir, gerçekten ihtiyaç yoksa 4X4 almaya gerek yok. Ayrıca römork çekmeyi gerektirecek bir şeye sahipseniz iyi bir seçenek...
hem türkiye'de hem de dünyada giderek yaygınlaşmakta olan binek araç türü. sınıflandırma olarak b segmentinden f segmentine kadar beşe ayrılıyor.
sedan arabalar yerine daha fazla tercih ediliyor. çünkü son yıllarda gelişen teknolojilerle beraber bu sınıftaki araçlara daha uygun motorlar koyarak satış maliyetleri düşürüldü. mesela ford ecosport modeli 1400 kilo olmasına rağmen 1.0 motor kullanabiliyor. bu hem araç fiyatını makul seviyeye çekerken hem de periyodik masrafları aşağı çekiyor. bireysel kullanımda sedan bir arabayla aynı maliyetlere düşüyor.
gelelim yüksekliğe. bir suv'u en cazip kılan şeylerin başında yüksek olması geliyor. görüş açısı nedeniyle sürüş konforu sağlıyor öncelikle. artık başta esp gibi yazılımsal desteklerle yol tutuş konusunda da eski dezavantajlarının çoğunu yitiriyor. gövde yapısı sayesinde zaten güvenlik için daha cazip.
diğer cazip tarafı ise bagaj hacmi ve içerideki konfor. sedan arabalarda liftback kasalar hariç bagaj hacmi işlevsel değildir. bagaj kapağı camdan açılmadığı zaman o hacim verimli kullanılamaz. liftback kasalar da çok azdır. mesela skoda octavia bunlara en güzel örnek. ancak anlamadığım bir şekilde liftback kasalalı sedanlar gün geçtikçe azalıyor. suv ise hatchback gibi bagaj kapağı arka tarafı tam açtığı için o hacmi kullanmak kolaylaşıyor. gerçi bazı modellerde yukarı değil yana açılan kapaklar mevcut. ilk aklıma gelen örneklerden bazıları freelander ve cr-v gibi modellerde bagaş kapağı yana açılabiliyor. ancak yine arka taraf tamamen açıldığı için işlevselliğini yitirmiyor. ayrıca koltukları yatırarak çok büyük bir hacim de kazanılabiliyor. çok küçük modellerde olmasa da orta sınıfların bir çoğunda buzdolabı taşımanız dahi mümkün.
bagaj hacmi demişken, bu araçların bagajlarına bir çok şey yükleyerek doğaya, kampa, araziye gitmek mümkün. gerçek arazi araçları gibi size tam arazi performansı vermez tabi ancak bir çoğunun 4x4 versiyonu olduğundan sedan araçla giremeyeceğiniz bir çok yere rahatlıkla girip çıkabilirsiniz.
ağırlık merkezi yerden yüksekte olduğu için devrilme riski normal bir otomobile göre biraz daha yüksektir, bu nedenle bir çoğunun maksimum hızı sınırlandırılmıştır.
yerden biraz yüksek olduğu için iri olarak algılanır, oysa tekerlekler arası mesafeler dikkate alındığında diğer araçlar ile hemen hemen aynıdır.
suv araç kullanmanın avantajları: - Tatillerinizde yoldan çıkabilirsiniz. patika yolda altı sürtecek diye endişe etmeden, çekinmeden kullanabilirsiniz. - 4x4 yani 4 tekerlekten güç aktarımı yapabilen modele sahipseniz ve eviniz ara sokaklardaysa kışın kar - buz dinlemeden aracınızı harekete geçirebilirsiniz, buzlu bir yokuşta diğer araçlara göre daha avantajlı olursunuz. Tekerleklerden biri kayarsa diğeri yolda ilerlemenizi sağlar. - Yerden yüksek olduğu için daha ferah bir görüş alanı sunar - Genellikle köşeli hatlara sahiptir, eski kafalı biriyseniz ve "illa o arabanın burnu gözümün önünde olacak" diyenlerdenseniz bu bir avantaj. - Trafikte pek sıkıştırmazlar ve yol verirler.
Gelelim dezavantajlara: - Yerden yükselen aracın yol tutuşunu arttırmak için daha sert amortisör kullanılır, bu nedenle yoldaki çukurları daha sert bir şekilde hissedersiniz. - Bagajı genellikle çok büyük değildir, kamp malzemelerini anca alır - Aynı zamanda hatchback araç olduğu için aerodinamik yapısı sedan araç gibi değildir, yan rüzgarlardan etkilenir. Tır solladığınızda, tünelden çıktığınızda rüzgar darbesi daha etkili olur. - lüks bir suv kullanmıyorsanız uzun yol için çok konforlu değildir.
Gelelim yanlış algılanan özelliklerine: - Çok yakar. Hayır, o kadar yakmıyor. Diğer otomobiller ile aynı miktarda yakıyor. Sadece yerden yüksek. Şekli kutu gibi olduğu için rüzgardan fazla etkileniyor, yüksek hızlarda biraz daha fazla yakıyor evet. 90-100 km ortalama hızlarda diğer araçlar ile aynı diyebilirim. - 4x4 varsa kışın çekinmeden kullanabilirim. Kış lastiğine falan pek ihtiyaç yok. Hayır. 4 tekerlekten çekiş aracı hareket ettirirken avantaj sağlar, frene bastığınızda 4 tekerlekten çekişin sağladığı bir avantaj yok. - Araziye çıkarım ben bunla. Hayır. arazi aracı değil, sadece yerden yüksek. Patika yol evet, bir miktar çayır çimen evet. Çamur ve kar falan da olabilir evet. Ama kuru bir dere yatağının taşları üzerinde sürülmez, akarsu içerisinden foşur foşur geçilmez - Tüm suv araçlar arazide aynı performansı verir. Hayır. Arazi için bir çok parametre var. örneğin yaklaşma açısı, uzaklaşma açısı gibi. Nedir yaklaşma açısı, düz yolda gidiyorsunuz. önünüze dik bir tepe çıktı. Hah, o tepeye aracın ön tamponunu sürtmeden çıkabileceğiniz en dik açı. Bakıyorum bazı suv araçlara, burun uzun. yerden yüksek yapmışlar ama ön tampon yere sürtecek gibi duruyor. Bununla yokuşa dik girilmez. (yokuştan kasıt yol olarak kullanılan yer değil, ormanın içine daldık tepeye çıkıyoruz). - Tüm 4x4 ler aynıdır. Hayır. awd ve 4wd gibi farklı sistemler vardır (araç üreticileri farklı isimler de verebilirler) ve gücün tekerleklere iletilme biçimi farklılıklar gösterebilir. Bunun detayına biraz girelim.
bir arabayla viraja girdiniz, diyelim ki sola dönen bir viraja girdiniz diyelim. Aracın sol tarafındaki tekerleklerin alacağı mesafe, sağdaki tekerleklere göre daha kısadır. Dolayısı ile dış tarafta (yani sağda) kalan tekerleklerin daha fazla dönmesine izin vermek gerekir, aksi taktirde arabanın sağ tekerlekleri fren yapmış gibi bir etki gösterir ve yola tutunamaz.
Araçlarda diferansiyel isimli bir bölüm var, bu problemi çözmek için kullanılır. Dönme şansı bulan tekerleğin daha fazla dönebilmesine izin verir. diferansiyel denen bölümün bu avantajının yarattığı çok pis bir dezavantajı da vardır. Diyelim ki tekerleklerden biri kaygan bir ortamda takılı kaldı. Kum / çamur dolu bir çukur, buz tutmuş bir su birikintisi vs. Arabanın bir tekerleği böyle bir bölgede kalırsa diferansiyel denen alet motorun tüm gücünü kaymakta olan bu tekerleğe verir, diğer tekerleğe neredeyse hiç güç gitmez ve araç çamura sağlanır kalır.
4 tekerlekli araçlarda hem önde, hem arkada diferansiyel bulunmak zorundadır. Çünkü sadece bir adet bulunan motorun gücü dört tekerleğe de dağıtılmalıdır ve araba bir viraja girdiğinde her tekerleğin farklı hızlarda dönmeye ihtiyacı vardır. motor gücünün ön ve arka diferansiyellere aktarıldığı yerde de bir diferansiyel daha vardır (vardı, yeni teknolojiler ile biraz biçim değiştirdi)
Tüm bu sistem ise 4x4 araçlara çok kötü bir dezavantaj sağlar. Kuru ve sert bir yolda sorunsuzca ilerlersiniz, araba keçi gibi tırmanır, 4 tekerleğin her biri ağaca tırmanan kedi patileri gibi yola tutunur ve güç uygular. Ama bir tanesi bile kaygan bir çamura girse, diğer 3 tekerleğin gücü kesilir.
Buna engel olmak için diferansiyel kilidi denen yapı kullanılır(dı), bu kilit devreye alınınca diferansiyel denen bölüm geçici olarak kapatılır ve tüm motor gücünün %25 - %25 - %25 - %25 olarak dört tekerleğe de eşit olarak dağıtılması sağlanırdı. Gerçek 4 tekerlekten çekiş budur ve kilitleme yapıldığında arazi performansı çok iyidir.
ama sürekli kilitli tutamazsınız çünkü 50-60 km üzeri hızlarda virajlarda yola tutunamazsınız, ayrıca lastikler çok hızlı bir şekilde yıpranır. Neden? Çünkü viraj dönerken iç tekerlek de, dış tekerlek de aynı hızda döner (dönemediği için de araba kayar ve lastik aşınır)
tüm tekerleklere eşit oranda döndürme gücü sağlamak da her zaman avantajlı değildir, çünkü genelde ön tekerleklere %80, arkaya %20 gibi gitmesi daha avantajlıdır. Gelişen teknoloji ile değişken güç aktarımı da sağlanabiliyor. Bunu nasıl yapıyorlar peki? karşı karşıya duran iki pervane düşünün. Bunları tencere gibi bir kutuya koydum ve kutuya yağ doldurdum. biri dönünce yağda oluşan girdap diğerini de döndürüyor. Pervanelerden birini elimle sıkıştırıp yavaşlattım diyelim. birbirlerine dişli gibi sıkı bir bağları olmadığı için yavaşlatabiliyorum. (bunu uzun süre yaparsam aradaki yağ aşırı derecede ısınır)
Peki, yeni teknoloji ile her tekerleğe ayrı oranlarda gücü aktarabiliyorum. 4 tekerlekte de güç var. Bir tekerleğin çamura sağlandığında aracın çamurdan çıkamaması gibi bir durum bunda da var. İşte bu noktada diferansiyel kilidinin işini yazılım çözüyor. Patinaj yapan tekerlek algılanıyor ve sadece o tekerleğe bağımsız olarak fren yapılıyor ve gücün diğer tekerleklere daha fazla aktarılması sağlanıyor.
Yazılımın burada bir kaç avantajı daha çıkıyor, örneğin viraja giren bir otomobilde 4 tekerleğe ayrı oranda güç aktararak yoldan çıkan ve kaymaya başlayan bir otomobil otomatik olarak kontrol altına alınabiliyor. Ya da normalde önden çekiş olarak kullanılırken kayma algılandığında otomatik olarak arka tekerlekler de devreye alınıp avantaj sağlanabiliyor. Bu yöntemle 4x4 çekiş kontrolü sağlanan araçlarda frenler de bağımsız olarak ve aracın elektronik sistemleri tarafından kullanılabildiği için genellikle adaptif fren sistemi teknolojisine de sahip olurlar. Nedir bu? arabanın önünde (genellikle araç logosu şekli verilmiş) bir mikrodalga radar bulunur, öndeki boşluk mesafesi algılanır. Bu mesafe çok azalırsa otomatik fren yapılır. Veya araç hızını sabitleyen cruise control sistemi yokuş aşağı inen aracı frenleyerek hızın istenen düzeyde kalmasını sağlar.
Nereden girmiştik bu konuya? Hah, 4x4 teknolojilerinin hepsi aynı değil. Kullanılan teknolojiye göre aracın arazi performansı değişkenlik gösterebilir.
Bu performans ile ilgili test videolarını internette bulabilirsiniz. SUV alacaksanız ve arazide kullanma gibi düşünceniz varsa rulolar üzerinde yapılan testleri incelemenizi öneririm.
Bazen pahalı olan daha kötü performans gösterebiliyor: youtu.be/...