Kanada bir reklam harikasıdır. Norveç falan değildir. Veriler buna göre manüple edilir, saklanır, geçiştirilir.
yazık la millet 40'ından sonra çocukla falan geliyor buraya. "orada asgari ücretle bile insan gibi yaşarsın" martavalına inanmışlar. Koca koca tipler müdürlüğü bırakıp, şirket kapatıp, über-müber sefil oluyor. 2 oda dökük apartmanlarda işsiz güçsüz bunalmış çocuk eğlemeye çalışıyorlar.
Sonra da kendilerine işin aslını itiraf edemeyip canhıraş kanada savunuyorlar.
yok çok ponçiklermiş, gelen hakkını alırmış falan 10-15 sene öncesinin lafları. hala bunu satıyor, yazık alan da var.
göçü ciddi düşünen kendi özel koşullarına göre karar versin. yaygın reklama inanmasın.
Yasam standartlari acisindan bircok farkli arastirmada en yasanabilir ulkeler arasinda cogunlukla ust siralarda yer bulan kuzey amerika ulkesi. Bunun en onemli sebebi insanlarin diger insanlari olduklari gibi kabul etmesi. Elbette fasist bir azinlik kanser hucresi gibi burada da mevcut, ancak anahtar kelime azinlik olmalari. diger anahtar tanim ise insanlarin diger insanlari oldugu gibi kabul etmesi. Sevmesi ya da anlamasi degil, oldugu gibi kabul edip, herkesin medeni bir sekilde kendi hayatini yasamasi. Yaklasik 4 yildir bu ulkedyim. Cinsel yonelimimden oturu ne bir saldiri yasadim, ne hor goruldum, ne asagilandim, ne de zeka yoksunu eril sakalara meze oldum. Git gide yobazlasan, git gide kutuplasan turkiye'de yasadigimi hayal bile edemiyorum. Bazen sikintili bir uykuya yatmissam, turkiye'ye geri dondugume dair kabuslar gorup ter icerisinde uyaniyorum. Kanada benim vatanim. Turkiye ise dilini bildigim, kulturune asina oldugum, cokca yoz, insanlari farkli olanlara dusmanca yaklasan, adaletin olmadigi, tehlikeli bir yabanci ulke.
Lgbtqi+ kimliklilere iltica hakkı tanıdığını duyurmus olan ülke.
"The Prime Minister, Justin Trudeau, today announced that the Government of Canada is partnering with non-profit organization Rainbow Railroad to protect LGBTQI+ refugees and welcome them to Canada."
"beni vatandaşın yapar mısın?" diye elçiliklerine sorabileceğiniz ülke.
ciddi ciddi de yanıtlıyorlar ama nasıl?
belli bir puan sistemi var, güzellik yarışmasındaki yarışmacılar gibi kendinizi pazarlıyorsunuz bir nevi. onu yaptım bunu okudum, ahan da belgelerim şeklinde yanıtlıyorsunuz.
her telden biraz çalmış, muhtelif uzmanlıklardan uzak bendenize 20 üzerinden 17 puan vererek gel biraz yaşa, sonra vatandaşlığa da bakarız demiş, ama çift ihtisaslı 3 dil bilen doktor eşime 12 puan vererek izmir marşıyla uğurlamışlardır.
sadece katolik kilisesi'nin değil; metodist, anglikan, presbiteryen kiliselerinin büyük bir zulme sebep olduğu ülke. özellikle katolik kilisesi kürtaj karşıtıyken, şimdi gelecek olan karşı argümanlardan birisi "ama siz de geçmişte çocukları öldürdünüz" olacak ne yazık ki...
bir katolik olarak, protestan olduğum dönemde, katolik kilisesi'nin geçmişteki hataları beni katolik kilisesi'nden en çok uzak tutan şeylerden birisiydi. hala katolik kilisesi'nin içinde beni üzen şeyler var. rahipler, ikinci vatikan konsili gibi... bazı rahiplerin hal ve hareketleri gerçekten hoşuma gitmiyor. hatta daha bugün bile "ne sikim insanlar var bu kilisede" demek zorunda hissettim, rahibin "efkaristiya sadece bir sembol" demesi yüzünden.
katolik kilisesi, içindeki insanlara rağmen, dünyada var olabilecek tek gerçek kilise. doğru düzgün teoloji eğitimi almış herkes bunu anlayabilir. hatta azizliği daha geçenlerde (2010) onaylanmış olan john henry newman'ı anglikan episkoposuyken sıradan bir katolik rahibi olmaya iten de buydu. çünkü adam gerek teolojik, gerek tarihsel araştırmaları sonucunda bunu kavradı.
ama öte yandan, katolik kilisesi "lan bunlar hristiyansa biz neyiz?!" tarzındaki insanları da en çok içerisinde barındıran kilise. geçenlerde yazmıştım yine, ankara'da katolik doktrinini ciddi anlamda izleyen kişi sayısı beşi geçmez diye:
ben de o beş kişiden birisi değilimdir muhtemelen.
buradaki çocukların ölüm sebebi nedir? bunların da üzerine gitmek gerekir bence. böylece geçmişten ders alarak, ileride aynı hataların tekrarının önüne geçilir.
insanlarda nedense inançlı insanların günah işleyemeyeceği yanılgısı var. halbuki "ben günahsızım" diyen kişi doğrudan cehennemliktir (en azından bizde böyle). insanız hepimiz sonuçta. kötü olan ise günahlara kılıf aramaktır.
cennetteki insanlar veya azizler hayatlarını günahsız geçirmiş insanlar değil. onlar alçakgönüllülükle günahlarını kabul edip, pişmanlıkla tövbe eden kişilerdir.
ben burada ne kilisemi savunuyorum ne de başka birini. suçlu olan herkes cezasını çeker.
ama en azından dinime küfreden de tanrı gibi kusursuz olsa keşke.* adamlar osmanlı'daki devşirme sistemini çok masum buluyor sanırım. sen yaparken iyi, sen yapamayınca kötü öyle mi?
zorunlu olarak ailelerinden koparılarak ülkenin (10 milyon kilometrekare) en uzak köşelerine taşınan, oralarda tecavüze, dayağa ve işkenceye maruz bırakılan yerli çocuklarının korkunç tarihine yeni bir kara sayfa eklemiş olan ülke.
bu çocuklar "yatılı okul" adı altındaki hapishanelerde özellikle katolik kilisesi ve devletin işbirliği ile yüzyıllarca yok edildiler. inanması güç ama, bu okulların sonuncusu 1996 yılında kapatıldı. bu operasyonun sorumlularından bazıları işledikleri suçlarla son derece orantısız cezalar aldı. çoğu hesap vermeden öldü bir kısmı devletten emekli maaşı almaya devam ediyor.
bunlar zaten bilinen, devletin geçen yıllarda özür dilediği meseleler. kanada devleti, bu özür antlaşmasında söz verdiği 96 maddenin büyük çoğunluğunu yerine getirmedi, konunun unutulmasını, orta sınıfın "canım aşın artık" demesini bekledi.
Yıllar yıllar sonra gelen edit: Okul bahçelerinde binlerce yerli çocuğu cesedi bulunduğuna dari bir haber paylaşmıştım. Yıllar içinde söylenen bölgelerde ceset bulunamadı. Kanada tarihinin en büyük fake news vakası.
Ayrıca, bu yerli halklara yardım bütçeleri inanılmaz ve hem kabile şefleri hem devlet kurumları el birliği ile, yolsuzluk ile bu akıl almaz bütçeyi çatır çatır yiyor.
Katolik kilisesinin -papanın da kabul ettiği gibi- soykırım uyguladığını ve bu okulların, bir toplumu, hristiyanlaştırmak adına aileyi parçalayarak yok etme projesinin sefil araçları olduğunu tekrar söyleyerek, cesetler ile ilgili kısmı çıkartıyorum.
ozellikle turklerin, utopyaymis gibi giptayla baktigi ulke. aslinda ekonomisinden irkciligina kadar abd'nin kucuk bir maketi gibi burasi.
lakin isler sandiginiz kadar gulluk gulistanlik gitmiyor. ekonomi 2015'ten beri haşat durumda. kanada'da yasayan insanlarin hayatlarinda kazanabilecekleri en fazla parayi veren alberta eyaleti'ndeki petrol ve enerji sektorunde; 2014 aralik'tan itibaren 1.5 yil suresince yaklasik 30 bin kisinin isine son verildi . insanlar evlerinin mortgageini odeyemedigi icin; kimi baska eyaletlerde, kimi baska ulkelerde yasayan ailelerinin yanina tasinmak zorunda kaldilar.
pandemi yuzunden tarihteki en dusuk petrol fiyatlari da goruldu. mart 2020'deki suudi- rus petrol savasini duymussunuzdur. ama tum dunyada bu yil basindan beri benzer durumlar soz konusu oldugu icin, cok da aciklamaya gerek yok.
bu ulkenin herkese cazip gorunmesinin sebebinin kisi basina dusen milli gelirin yaninda, nufus/yuzolcumu oraninin yani nufus yogunlugunun da dusuk olmasi diye tahmin ediyorum. km2'ye 4 kisi dusuyor. turkiye'de ise km2'ye 110 kisi dusuyor.
edit budut: kelimeler uzerindeki link gorunumleri duzeltildi.
12 Ağustos
Kanada'daki yeni evime taşındım. Çok heyecanlıyım. Burası çok güzel
Dağların manzarası muhteşem. Onların
karlarla kaplı halini görebilmek için sabrımı zorluyorum.
14 Ekim
Kanada dünyanın en güzel yeri. Yapraklar kırmızı ve turuncunun
tonlarına dönmeye başladı. Bir atla kır gezintisi yaptım ve bir kaç geyik
gördüm. Çok güzeldiler. Muhtemelen yeryüzündeki en harika hayvanlar. Burası cennet
olmalı. Burayı çok seviyorum.
11 Kasım
Geyik avlama sezonu kısa bir süre sonra başlıyor. Böyle harika hayvanları
öldürmeyi nasıl olurda isterler anlamıyorum. Umarım yakında kar yağışı başlar.
Burayı seviyorum.
2 Aralık
Dün gece kar yağdı. Her yerin beyaz bir örtü ile kaplanışını seyretmek
için gece kalktım. Tıpkı karpostal gibi. Dışarı çıktık merdivenlerdeki ve
garajın önündeki karları kürekle temizledik. Kartopu oynadık (ben
kazandım) . Kar temizleme makinası (belediye'nin) gelince,
garajın önündeki karları tekrar temizlemek zorunda kaldık.Harika bir
Kanada'yı seviyorum .
12 Aralık
Dün gece biraz daha kar yağdı. Kar temizleme makinası ile garajın
önündeki karları tekrar temizledik. Burayı seviyorum.
19 Aralık
Dün gece biraz daha kar yağdı. İşe gitmek için
garajdan çıkamadım. Burası çok güzel bir yer fakat kürekle kar
temizlemekten yoruldum. Kar temizleme makinasına Lanet olsun!
22 Aralık
Bu beyaz boktan dün gece biraz daha yağdı. Kürekle kar atmaktan
ellerim su topladı ve belim ağrımaya başladı. Kar temizleme makinasının
ben garajın önünü kürekle temizleyene kadar yolun köşesinde
gizlendiğini düşünüyorum. Pez.....in
25 Aralık
S....ttiğimin yılbaşısı. Yine yağdı. Eğer kar temizleme
makinasını kullanan pez...i bir elime geçirirsem yemin ederim gebertecem.
Yollardaki lanet buzları eritmek için neden daha fazla tuz
kullanmadığını anlamıyorum.
27 Aralık
Allahın belası dün gece yine yağdı. Kar temizleme makinasının en son
gelişinden beri 3 gündür karları kürekle atamadığım için eve
hapsoldum. Hiç bir yere gidemiyorum. Hava durumunu sunan spiker bu
gece 25 santim daha yağacağını söyledi. 25cm karın kaç kürek
edeceğini biliyor musun?
28 Aralık
Kuşbeyinli spiker yanılmış. 83cm daha yağdı. Bu gidişle karlar
yazdan önce erimez. Kar temizleme aracı kara saplandı ve hıyar oğlu
hıyar sürücü benden küreğimi ödünç istedi. Karları temizlerken tam altı
kürek kırdığımı ve sonuncusunu da onun kalın kafasında kırmaktan zevk
duyacağımı söyledim.
4 Ocak
Nihayet evden çıkabildim. Markete gittim ve yiyecek aldım. Dönüşte lanet
geyiğin biri arabamın önüne atladı. Arabamda
yaklaşık 3000 dolarlık hasar var. Bu hayvanların hepsini gebertmek
lazım. Lanet yaratıklar her yerde varlar. Umarım avcılar hepsinin kökünü
kurutur.
3 Mayıs
Arabayı şehirde bir tamirciye götürdüm. Yollara dökülen baş belası
tuzlar yüzünden arabamın kaportası çürümüş.
10 Mayıs
Türkiye'ye kesin dönüş yaptım ve bir daha ayrılmamak üzere
yerleştim!
S...im Kanada'yı da, karı da, geyikleri de...
çoğu kişi nedense bilmez ama siz sözlükçüler bilin... gogılda hemen bulursunuz yerini resmi sayfasından. göçmenlik için belli bir puanlama sistemine sahiptir ve işin güzeli başvuru öncesinde siz bunu kabaca bilirsiniz. yaş için puan... eğitim seviyeniz için puan... yabancı diliniz için puan... iş tecrübeniz için puan şeklinde. kabaca bir kaç yıllık iş tecrübesi olan üniversite mezunu genç veya orta yaşta birisi iseniz dil bilen... muhtemelen gidersiniz.
puanlamayı geçerseniz de, işlemleriniz vs 1 yılda tamamlana vs kadar oradan size uygun, sizin uygun olduğunuz işleri vs de ayarlıyorlar.
sittir olup gitmek başlığına yazanların ilk denemesi gereken yerdir bu yüzden.
"taarruz tipi" (ne demekse) silahlara yasak getirmeye hazırlanan ülke. "Ne demekse" dedim de, böyle bir silah tipi yok. zaten kanada basını da "bakalım neleri yasaklayacaklar?" diye bekliyor.
hazır sayı hala azken av tüfeği olmayan silahları toplayıp, işi erkenden kapatırlarsa iyi olur, yoksa yarın bir panikle, modayla kendi götünü vuracak onbinler amerika'daki gibi abanırsa, ellerinden almaları imkansızlaşıyor, gördük. ha bu arada pembe götlü, mor saçlı, kar tanesi bir cin "av tüfekleri de toplansın" derse, fena patlar, miller inadına alır orada. hatta silah lobisi sırf ortalık bulansın, tepki artsın diye sjw'lere alttan odunu verebilir.
bu arada başbakanı covid modasına uymuş sakal bırakmış, o bebe hali gitmiş.
abd'deki protestan çoğunluğun aksine, hristiyan kiliseleri açısından çok zengin bir ülke.
aslında bunun sebebi hem fransa'nın, hem ingiltere'nin, hem de rusya'nın bulunduğu coğrafyada etkin olması. haliyle rus ortodoks da var, katolik de var, anglikan da var, protestan da var.
abd'de rus ortodoks nüfus ne kadar var bilmiyorum ama katolikler genelde eskiden meksika toprağı olup sonradan abd'ye geçen eyaletlerde nüfus olarak fazlalar. orta kısımlarda katolikleri pek yaşatmazlar gibi geliyor bana.