Gerçi nastenka ve kadınlar dizini bu kadar geri gitmez ama o listeye girebilecek biri daha,
töre cinayeti ile Urfa'nın adının özdeşleşmesine sebep olan, töre konusunu ülke gündemine taşıyan ilk kadın.
20 yaşlarındaki bu genç kız, şanlıurfa'nın kısas beldesinde ailesiyle oturmaktadır. Sevdiği biri vardır, hatta kendisini anasından istetmiş ama Rabia'nın ailesi onu vermemiştir. En sonunda Rabia bu adama kaçar. Ancak bir süre sonra eyyubiye emniyet amirliği tarafından ailesine teslim edilir. 1 buçuk yıl kadar sonra cumhuriyet gazetesinde çıkan habere göre kaçtığı adamın evli olduğunu anlayınca ondan da kaçıp karakola sığınmıştır. Zina durumunda olduğu için savcılığa sevk edilen Rabia ve adam serbest bırakılırken Rabia erkek kardeşleriyle beraber kısas'a döner.
Aile meclisi namusu temizlemek için Rabia'yı yok etmek gerektiğini ve bu işin kaza süsü verilerek halledilmesini kararlaştırır. 29 Ağustos 1995'te Rabia, bir akrabasının traktörünün altında kalarak "halledilir". Hatta Rabia üstüne gelen traktörden son anda kaçsa da akrabaları hemen tutup zorla traktörün lastiklerinin altına yatırmış, traktörcü abi birkaç defa geri vitese takarak zavallı kızın öldüğünden emin olunca da zılgıtlar çekilip halaya durulmuştur.
Başlangıçta kaza olarak jandarma kayıtlarına yansıyan cinayet, bir süre sonra kimliği belirsiz bir ihbarla açığa çıkar. Traktör direksiyonundaki İsmail konak 20 yıl hapse mahkum olurken, ilk teşebbüs akım kaldığı için kardeş Mustafa Oğuz sadece 4 yıl 2 ay hapse mahkûm edilir.
Kaynak: dönemin cumhuriyet gazetesi şanlıurfa temsilcisi Mehmet faraç'ın 21 Aralık 1996 tarihli yazısı. Faraç, 90'lar Urfa'sında gerçekleşen bazı kadın cinayetlerini "töre kıskacında kadın" başlığıyla kitaplaştırdı. Piyasada olup olmadığını bilmiyorum.