bir takım hayırseverlerin bir araya gelip, afrika'daki çocuklara kur'an dağıtmayı amaçladığı proje. benim daha bugün akit gazetesi sayesinde haberim oldu bu projeden ama gördüğüm kadarıyla birkaç yıldır devam ediyormuş. 19 liraya bir kuran, bir elifba 3 lira.
çok yerinde bir hayır işi bence. çok affedersiniz, çocukların g.tlerinde don yok, yiyecek yemekleri yok, içecek doğru düzgün suları yok ama akit'e göre binlerce çocuk, kuran'a kavuşmanın mutluluğu içindeymiş.
girdinin içeriğine uygun olarak şu sözlerle girdiyi noktalıyorum. allahım aklıma mukayyet ol.
türkiye'deki birçok yardım kuruluşunun halihazırda devam ettirdiği proje.
haberin içeriğinden anladığım kadarıyla bir kur'an-ı kerim bağışlamak için 19 tl gibi bir ücret ödemeniz gerekiyormuş. din kimimize göre bir ihtiyaçtır, kimimize göreyse değildir. küçük bir araştırma yaparak afrika'da hafız olmak isteyen insanların kitap şeklinde (yani bütün şekilde) kur'an-ı kerim bulamadığını öğrenebilirsiniz. zannediyorum bu projenin temel amacı da kur'an-ı kerim'e ulaşmak isteyen ve onu sayfa sayfa ya da birbirinden bağımsız şekilde değil, bütünleşik halde elinde görmek isteyen insanlara yönelik yapılıyor olması. kur'an-ı kerim öğrenmek isteyen insanlar, hocaları tarafından tahta levhalara yazılan ve ardından silinip yenilenen harf veya ayetlerle kur'an-ı kerim'i öğrenmeye çalışıyorlar. (şu kaynaktaki haberi okursanız neyi kastettiğimi daha rahat anlayabilirsiniz.)
haberde adı geçen kuruluşu tanımıyorum. kendi sitelerinden sayabildiğim kadarıyla 221 adet su kuyusu projeleri var. tamamlanmış olanlar var, tamamlanmamış olanlar var. verdikleri sayı 221. daha önce kuyu işiyle ilgilenmiş olanlar bu kuyulardan bir tanesinin yapım maliyetinin kaç bin dolara mal olduğunu bileceklerdir. (benim bildiğim kadarıyla asya'da 2 bin, afrika'da 3 bin dolar civarında. artezyen kuyular da 10 bin doların üzerinde.) bu kuyu yapım ücretlerini hayırseverler ister tek başlarına, ister gruplar halinde, isterlerse de küçük yardımlar halinde yapabiliyorlar. yani kısacası -bu kuruluştan bağımsız olarak konuşuyorum- türkiye'deki birçok uluslararası yardım kuruluşu yalnızca kur'an-ı kerim gönderimi yapmıyor. ellerinden geldiğince; gıda yardımı (genelde un, bakliyat, yağ ya da toplu kumanya şeklinde), kışın soğuk geçtiği ülkelerde battaniye, mont, bot yardımları, özellikle afrika'da katarakt yüzünden ciddi derecede görme kaybı yaşayan insanları tedavi etme amacıyla yapılan katarakt ameliyatları, kurban, eğitim yardımları vb birçok yardım yapıyorlar ve bu yardımlara ek olarak da yine hayırseverlerin bağışladığı kur'an-ı kerim'leri isteyenlere hediye ediyorlar.
bu iş hayırseverlere bırakılmış vaziyette. kısacası kimin nereye ne kadar bağış yapacağı hiçbirimizi ırgalamaz. binlerce dolarlık su kuyusu bağışı yapan insanların o su kuyularının ya da gıda yardımlarının yanında kur'an-ı kerim göndermelerinin de eleştirilecek bir tutum olduğu düşüncesinde değilim. ya da illa büyük işler yapmasına da gerek yok, kendi gönlünden kopup ben buraya şu kadar kur-an'ı kerim bağışı yapmak istiyorum diyen insanlara da karışacak değiliz. her şeye karıştığımız yetmezmiş gibi bir de insanların nereye/kime/nasıl yardım edeceklerine karışmayalım.
bu yazıyı da bilmem ne gazetesi, bilmem ne kuruluşu adına falan yazmıyorum.
İdeolojik sebepler yüzünden düzenlenen projelerden biridir. Kişisel ve kurumsal kaygılar insan hayatından ve özgürlüğünden önce gelmiştir. Sosyal statüsünü onlara öğretecek bilinç kazandıracak kazanımlar yerine müritçi kafayla düzenlenen onbinlerce etkinlikten biridir. Ve bunun için sizin verdiğiniz vergiler ya da bağışlar kullanılır alt tabaka için iyilik hakikat vs diye anılsada başındaki kimseler için olay statüden ve otoriter güçten ibarettir.
her ne kadar her ikisi de müslüman çoğunluga sahip olmasa da, ekvator ginesi ve mozamik gibi 2 afrika ülkesinde yaklaşık 3 yılını geçirmiş biri olarak, oradaki insanların ağır yaşam koşulları göz önünde bulundurulduğunda en hafif tabirle "boş iş". eğer asıl amaç yardım olsaydı bir dinin kitabını dağıtmadan önce o insanların elzem ihtiyaçlari giderilirdi. bundan dolayı masum bir yardım kampanyası olarak görmüyorum.
desteklediğim kampanyadır. psikolojik olarak inanç önemli bir koruyucu faktördür. bu dünyada aç kalmışsın kıyafetsiz kalmışsın önemli mi? ölünce cennettesin. orda kıyafet, su, yemek ve savaş derdi yok.
nur cemaatinin bir alt grubuna ait hayrat vakfı tarafından yürütülen proje. görünürde yardım olsa da özellikle somali'de gayri resmi diplomasisini yürüten kuruluşun kendini aklama amacı. bu bize belki güzel görünebilir. örnek vermek gerekirse; fetö dünyanın bir çok yerinde okullar açıp türkçe olimpiyatları yapıyor, islami eğitim veriyordu. bunu vatanseverlik zannedip alkışlamakla bu projeyi alkışlamak aynı şey. cemaatler hiçbir zaman çıkarı olmadan organizasyon yapmazlar.
