haliç'ten marmara denizine açılırken dönülen burun. tarihi yarımada'nın uç noktası. bölgenin adı çok uzun zamandır sarayburnu. ismini topkapı sarayı'ndan mı alıyor yoksa daha öncesine kadar uzanıp günümüzde zemin mozaikleri müze haline getirilmiş olan bizans'ın büyük sarayına kadar gidiyor mu o konuda bir bilgiye ulaşamadım. sarayburnu 1985 yılında unesco dünya mirası listesine alınmış ve koruma altında olan bir bölge. türkiye cumhuriyetinin ilk anıt heykeli de sarayburnu'nda yer alır. istanbul belediyesi'nin avusturyalı heykeltraş Heinrich Krippel'e yaptırdığı atatürk heykeli bu bölgededir.
1860'lara kadar topkapı sarayı'nın sahile bakan çeşitli ek binalarını ve iskelesini barındıran muhit. evliya çelebi, padişahların buradaki binalardan donanmanın resmi geçidini izlemeyi sevdiklerini belirtir. Ayrıca iskelesi, divan-ı hümayün toplantısı sırasında azline karar verilen vezirlerin derhal derdest edilerek bir adaya sürülmek üzere gemiye bindirildiği alandır.
Birçok kaynakta, hemen bu iskelede "balıkhane kasrı" namıyla bilinen bostancı ocağı karakolunun da bulunduğu, idam cezalarının da infaz edildiği ifade edilir. Romantik bir rivayete göre burada gözetim altına alınan mahkuma karar tebliğ edilmeden önce bir bardak şerbet ikram edilir. Mahkum kendisine verilen bardağın rengine bakarak hakkındaki kararı kestirebilir: Eğer kızılcık şerbetiyse bardağı bittikten sonra boğdurulacak demektir, Yok ayran ikram ediliyorsa bir çektiriye konularak deniz aşırı bir yere (çoğunlukla da akdeniz adaları) sürülecektir. Bunlara ben de inanmamıştım, ancak ii. mahmud döneminden ii. abdülhamid dönemine kadar tüm sadrazamlarla tanışan (veya babasından dinleyen) dahiliye nazırı memduh paşa, esvat-ı südur adlı eserinde bu olaydan da bahseder (eserin transkripsiyonu geçtiğimiz yıllarda yayınlanmıştır, editörü Doğunun Marx'ı namıyla maruf hocanın eşi, benim de hocamdır).
abdülmecit döneminde topkapı sarayı'nın terk edilmesi üzerine bakımsız hale gelen sahil şeridinin çehresi, 1860'larda abdülaziz döneminde tamamen değişir. sultan abdülaziz sur dışından gelen demiryolunun sarayburnu'ndaki sahil şeridini geçerek sirkeci garı'na girmesi projesine olur vermiş, "aman hünkarım atalarınızın sarayı ne olacak" laflarına "toprağımdan Şimendifer geçsin de isterse sırtımdan geçsin" cevabını vermiştir. Dolayısıyla zaten harap olan iskele doldurulur ve köşklerin hemen hepsi yıkılır, bölgeden demiryolu ve daha sonra denizin doldurulmasıyla genişletilen sahil yolu geçer. Eski topkapı sarayı dış binalarından sadece temelleri kalan incili köşk ve Uluslararası Basın Enstitüsü tarafından kullanılan Sepetçiler kasrı korunmuştur.
İncili Köşk (surların üstündeki bu ayakların üstüne oturuyormuş): www.tyb.org.tr/...