Amin Maalouf, Orta-Doğu insanını şöyle tanımlamış:
"Her şeye üzülen ama, hiçbir şeyle ilgilenmeyen insanlar"
Bir şey Yapanı da kesiyorlar zaten genelde çok yazık bu coğrafyanın masum insanlarına.
bence doğu toplumları hep bu yazıdaki gibi. neden böyle bilmiyorum. japonlar mesela sanki avrupa tarafından terbiye edilmiş orta doğulular gibi gelir gözüme hep.
topraklarını sevsem de insanlarını sevemiyorum doğunun.
hep bir iticiliği var.
batı da çok iyi değil evet. dünya çok berbat bir yer bence. dünyayı çok seven insanları anlayamıyorum bu sebeple. bir an önce bana verilen hayatı yaşayıp çekip gitmek istiyorum bu diyardan.
mısır ve iran arasındaki, ırak, suriye ve elbetteki suudi arabistan 'ı da içine alan yaklaşık 300 milyon nüfusa sahip bölgede;
petrol monarşilerinin nüfusun yüzde 10?unu oluşturmasına rağmen gayri safi yurt içi hasıla nın %60 - 70 'ini elinde tuttuğu bölge.
kaynak: thomas piketty
"ortadoğu ; yani daha 80 yıl önce osmanlı mülkünün parçası , dedelerimizin, babalarımızın memur olduğu yer hakkında bilgisizliğimizin sonsuzluğu anlaşıldı.
güneyimizdeki ülkelerin bir özelliği vardır, bizim aksimize askerlik ve bürokrasi geleneği olmayan halklardır bunlar.kolay örgütlenemezler , disiplinleri ve toplumsal bilinçleri zayıftır. cevvaliyet ve hırslarında süreklilik yoktur.ama dillerine , edebiyatlarına, anannelerine düşkündürler.yaşadıkları günün ve bulundukları çevrenin tadını çıkarırlar.geçmişleriyle diyalogları vardır.mesela komşu iran da bu vasıf daha bariz ve güçlüdür"
bilinenin aksine 1900'lü yıllara kadar yakın doğu diye biliniyor idi. amerikalı amiral alfred thayer mahen bu bölgeye ortadoğu doğu diyen ilk insan olmuştur. mahen, middle east kelimesini ilk defa the persian gulf and ınternational relations isimli bir makalesinde kullanmıştır. mahen ortadoğu’yu doğu’da hindistan, güneyde süveyş kanalı’yla sınırlı tutmuştur.