2000 yılından bu yana suriye'nin devlet başkanlığını yürüten siyasi kişilik.
2010 yılında patlak veren arap baharı ülkesine 2011 yılında sirayet etmiş. kendisine muhalif olan grupların birleşerek ortaya çıkardığı örgütlerle (özgür suriye ordusu, en-nusra cephesi) mücadele vermektedir.
türkiye cumhuriyeti'nin mevcut "cumhurbaşbakanı" tarafından, son birkaç yıl içerisinde ismi esad'dan esed'e evrilmiştir. gelecek bir kaç ay içerisinde de, tekrar eski ismini alması kuvvetle muhtemeldir.
adının doğru okunuşu beşşar hafız el assed'e yakın olan siyasetçi. yalnız assed'deki e sesi /a/ ve /ı/ arasında bir yerde olacak. öyle de zor bir ses işte... bana göre en azından.
ne yazık ki arapça'daki çoğu ses ne batı dillerinde ne de türkçe'de olduğu için sadece araplar düzgün telaffuz edebilmektedir bu adamın ismini.
Suriye devletinin meşru lideri. Emperyalizme boyun eğmeyen savaşın en çetin anlarında bile ülkesiyle olan adam. Türlü düşmanlıklara ithamlara rağmen zafer suriye halkının ve onun ellerinde.
oftalmolojist. 6 ayda gidecek denip de 6 senede dahi yıkılmayan lider. 2016'nın son 3 ayından beri çok güçlenmiştir eli. diktatör de. ancak ülkesini işgal edenler ortadan kaldırılmak zorunda. ortadoğu'nun kararlılığı (ve ülkemizin güvenliği) için tek seçenek. kendisine karşı uygulanan politikadan vazgeçilmelidir.
dünya liderlerinin cinsiyetlerinin değiştirilip anime karakterleri olarak toplandığı bir albümde kendisi şöyle şirin bir hatun olarak resimlendirilmiş olan geleceğin eski suriye devlet başkanı.
iktidara geldiği 2006 yılından beri tanırım iyi çocuktur. tanırım derken beraber bahis kuponu falan yapmışlığımız yok tabii ki. iktidarının ilk 4 senesinde antakya'da ikamet etmekteydim. sık sık ticari amaçlarla suriye'ye gidip geliyordum. halkının kendisine çok içten bir sevgisi vardı. basından da yaptığı reformları takip etmekteydim. gerçekten de bir normalleşme sürecine sokmuştu ülkesini. devletle iktidarla hiç işi olmayan bir gençti. londra'da kariyeri yüksek bir göz hekimiydi.
babasını da tanırdım esaslı bir diktatör olmasa iyi adamdı. hafızam beni yanıltmıyorsa 20 yıldan fazla suriye'yi yönetti. o zamanlar da suriye'ye gider gelirdim. eğitimden sağlığa bütün kamu hizmetleri bedavaydı. hayat sudan ucuzdu. su haliyle biraz pahalıydı. yani bizim ülkemizdeki kadardı diyim. fakat demokrasi olarak korkunç bir yerdi. ilk suriye'ye gittiğim zaman oralı bir arkadaş bana şöyle demişti. ''abi seni tanırım siyaset konuşmadan duramazsın. fakat buralarda siyasetin ''s'sinden bahsetsen eline bir güneşli resim verirler atarlar hücreye. çok uzun yıllar güneşi sadece o resimden görürsün'' mossad'dan bile daha korkunç bir istihbarat örgütü olan muhaberat her yerdeydi. böyle bir ülkenin uzun yıllar iç karışıklık olmadan bugünlere gelmesi mucizeydi.
suriye iç savaşı başladığı günden beri fehim taştekin'den, hüsnü mahalli'ye kadar bütün o bölgeyi bilen insanlar esad'ın devrilemeyeceğini yazdı. zira arkasında gerçekten güçlü bir halk desteği vardı. şimdi diyebilirsiniz ki rusya olmasaydı nah kalırdı esad. fakat dikkatinizi çekerim ki rusya devleti, kaddafi'yi, tunus'un binali'sini, veya mübarek'in devrilme süreçlerinde hiç topa girmedi. putin tilkisi neyin nasıl olduğunu en baştan görerek o rasyoneliteyle esad'ın arkasında bugüne kadar durdu.
tarihte gelmiş geçmiş en kötü yöneticilerden biri. demokratik bir seçimle başa gelmemiştir. bir kere 2010 yılında ülke nüfusu 20 milyon. 10 yılda ülkeyi 5 milyon insan terk etmiş. dile kolay sadece rakam değil 5 milyon can. adamlar ata toprağını bıraktı, anıları ile pılını pırtısını toplayıp ne idüğü belirsiz topraklara gitti. ülkenin %25'i kaçtı gitti. insan hiç oy verdiği, yönetimine güvendiği adamın ülkesini terk eder mi? ülkeyi az kalsın kıçı kırık işid'e teslim ediyordu. ne silahlı kuvvetler, ne asayiş, hiç bir şey yok. yetiş amerika, yetiş ya rusya ile işid belasından ancak kurtuldu. işid'den kurtuldu da ülkenin anahtarını putine verdi. esad şu an rusyanın suriye valisi gibi davranmaktadır. toprak bütünlüğünü koruyamadı. ülkenin kuzeyinde kukla bir pkk devleti oluşmasını türkiye'nin fırat kalkanı operasyonu engellemiştir.
neyse mülteciler kısmına gelelim. ülke sadece toprak değildir. ülke milleti ile vardır. adam milletinin %25 'ini kaybetmiştir. bu insanlar ya esad'ın zulmünden kaçmıştır. daha iyi olasılık esad'ın yanlış yaptığı hamlelerle başına gelebilecek kötü olaylardan kaçmıştır. düşünün ırak gibi bir savaş enkazından bile o kadar insandan kaçmadı. işıd'in ele geçirdiği musul'dan bile böylesine bir göç olmadı. bu mülteci dramını, bu insanlık dramını türkiye engellemiştir. bence yanlışta yönetmiştir. sınırda bir kamp kurulur ve buradaki mülteciler üzerinden birleşmiş milletlere yüklenilseydi. esadın milyonlarca insanı yerinden yurdundan ettiği dış politikada daha iyi aktarılabilseydi. bir şekilde birleşmiş milletleri harekete geçirebilseydik. şu an esada karşı düşman bir dünya kamuoyu yaratabilirdik. belki arkamızda nato desteği bile olurdu. bu insanlık dramı yaratıcısı esadı destekleyen, vatandaşının hiçbir önemi olmayan esadı koruyan, sadece oturduğu koltuğa yapışan esadın hamiliğini yapan rusya'yı da zor durumda bırakabilirdik. son zamanlarda sırf muhalifleri vuruyorum ayağına idlib'e saldırmıştır. idlib'den bir milyon insanın türkiye'ye gelmesini türk silahlı kuvvetleri engellemiştir. ( gerçi 34 şehit vermeyeydikte, 1 milyon suriyeli geleydi. daha iyi ). son olarak moskova'da yapılan anlaşma ile idlib'ten göç önlenmiştir.
sonuç olarak; türkiye son derece doğru yaptığı bir işi, yanlış dış polika ile dünyaya aktaramamıştır.
demokratik ülkeler topluluğu olan ortadoğu çöllerinde her türlü modern devletin isteyeceği çok donanımlı suriye vatandaşlarının %25'ini kaybetmiş devlet başkanı. bu suriye için üzücü bir kayıp olabilir ama başta ülkemiz olmak üzere tüm dünya için sevindirici bir gelişmedir, suriyeliler artık bilimsel çalışmalarına akdeniz ülkelerinde karı kız kesip nargile içerek devam edebilirler.
tanım: iktidarını babasından almış sıradan bir ortadoğu diktatörü. ha, siz suud krallarını, katar krallarını, ürdün'ü sırf siyonist çıkarlara hizmet ediyor diye yok sayıp, esad'ın mücadele ettiği başta selefi cihatçılar olmak üzere çeşitli radikal terör örgütlerinin savaş suçlarını görmezden gelip tüm olan biteni esad'a yüklüyorsanız ya soroscusunuzdur ya da neo-liberal sevgi pıtırcığı(ödp,marksist.org tayfası). gerçi ikisi de aynı yere çıkıyor.
iktidara geldiği 2006 yılından beri tanırım iyi çocuktur. tanırım derken beraber bahis kuponu falan yapmışlığımız yok tabii ki. iktidarının ilk 4 senesinde antakya'da ikamet etmekteydim. sık sık ticari amaçlarla suriye'ye gidip geliyordum. halkının kendisine çok içten bir sevgisi vardı. basından da yaptığı reformları takip etmekteydim. gerçekten de bir normalleşme sürecine sokmuştu ülkesini. devletle iktidarla hiç işi olmayan bir gençti. londra'da kariyeri yüksek bir göz hekimiydi.
babasını da tanırdım esaslı bir diktatör olmasa iyi adamdı. hafızam beni yanıltmıyorsa 20 yıldan fazla suriye'yi yönetti. o zamanlar da suriye'ye gider gelirdim. eğitimden sağlığa bütün kamu hizmetleri bedavaydı. hayat sudan ucuzdu. su haliyle biraz pahalıydı. yani bizim ülkemizdeki kadardı diyim. fakat demokrasi olarak korkunç bir yerdi. ilk suriye'ye gittiğim zaman oralı bir arkadaş bana şöyle demişti. ''abi seni tanırım siyaset konuşmadan duramazsın. fakat buralarda siyasetin ''s'sinden bahsetsen eline bir güneşli resim verirler atarlar hücreye. çok uzun yıllar güneşi sadece o resimden görürsün'' mossad'dan bile daha korkunç bir istihbarat örgütü olan muhaberat her yerdeydi. böyle bir ülkenin uzun yıllar iç karışıklık olmadan bugünlere gelmesi mucizeydi.
suriye iç savaşı başladığı günden beri fehim taştekin'den, hüsnü mahalli'ye kadar bütün o bölgeyi bilen insanlar esad'ın devrilemeyeceğini yazdı. zira arkasında gerçekten güçlü bir halk desteği vardı. şimdi diyebilirsiniz ki rusya olmasaydı nah kalırdı esad. fakat dikkatinizi çekerim ki rusya devleti, kaddafi'yi, tunus'un binali'sini, veya mübarek'in devrilme süreçlerinde hiç topa girmedi. putin tilkisi neyin nasıl olduğunu en baştan görerek o rasyoneliteyle esad'ın arkasında bugüne kadar durdu.
ülkesini 3-5 yobaza kaptırmamış ve her türlü baskıya rağmen dik durmuş, ülkesini dağıtmamış ve en sonunda bir arada tutmayı başarmaya çok yaklaşmış devlet adamı, ülkeyi işid tipi zihniyetten, afganistan gibi sonu bitmeyen selefi akımlardan kurtarmıştır.
suriye'de demokrasi eksikliği ve baas baskısı yok değil var bu bir şey fakat bu baskıyı el-nusra tipi kişilerle kırmaya çalışmak başka bir şey .esad olmasaydı suriye'deki demokratik taleplerin sonu iran islam devleti'ndeki şeriat rejiminden farklı olmayacaktı.
tarih bu adamı çok başka yazacak çok; orta doğu'nun aslanı aslanı; son ihvan bükücü.