-
Uçmuş, soluk.
Örnek kullanım: Musikimiz, bizim durgun ruhumuzun, sakin düşüncelerimizin, uçuk benzimizin tercümanıdır. (A. H. Müftüoğlu) hepsini göster
-
Açık (renk).
Örnek kullanım: Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık. (P. Safa) hepsini göster
-
Hafif, belirsiz.
Örnek kullanım: Ruhsar Hanım uçuk bir gülümsemeyle kapıya süzüldü gitti, birkaç saat içinde birkaç yıl daha yaşlanıvermiş kadıncağız. (A. ilhan) hepsini göster
-
Abartılı, çok yüksek, çok fazla.
hepsini göster
-
Deli dolu.
hepsini göster