kendine özgü belirgin bir aroması, keskin bir ekşisi vardır. içerken illa ki üstüne tarçın serpilir. çok koyu kıvamlı bir içecek olduğundan ne yaparsanız yapın bardağın dibinde bir miktar kalır. insanın da onda aklı kalır. meşhuru vefa bozasıdır. eski zaman kış gecelerinin kulakta çınlayan bir hatırasıdır boza. "iyi booozaaaaaa, vefa boooozaaaaa" diye uzaktan bir ses gelir. kış da geldi muhabbetleri yapılır evde. boza fermente bir ürün olduğundan çok az da olsa içinde alkol bulunur. sanırım bu nedenle eskisi kadar popüler değil. bir de bozacılarda, yalnızca mevsiminde şıra olur. tam sirkeleşmemiş üzüm suyu. fermentasyon tamamlanmamış, hem tatlı, hem de asitleşme başladığı için ekşi çok aromatik bir içecektir.
ağdalı, alkolsüz bira, sıvı ekmek gibi bir şey. bir bardak asla yetmez.
artık geleneksel değerlerimize saygılı bir topluma dönüştüğümüzden bu geleneksel değerimiz de siliniyor gidiyor. yarın bir instagram zıplamasıyla tekrAR moda olsa, yasal düzenleme getirir, bozacılardan alkol ruhsatı ister, önünü keserler. maksat dövecek bağcı bulmak çünkü.
kötüsü tarçınsız içilmez, fazla şekerlidir. pek çok gıdada olduğu gibi bunda da şeker ve tarçın ayıp örter.
Eskiden (bu aralar çok kullanmaya başladım bu sözü) mahallelerde özellikle hava karardımı bozacılar çıkardı. Boooooozaaaaaa diye bağırırlardı. Yani boza ayağınıza gelirdi. Bi mahalle rituleydi boza. Kabınızı kacağınızı alıp gider doldurturdunuz. Onun kendine gore bi ölçeği vardı ona göre belirlerdi fiyatını. Bazıları yanında leblebi de satardı. Ben artık görmüyorum benim yaşadığım yerde yok belki hala vardır bazı yerlerde. Şimdi ki markette satılan boza da sanki eskisi gibi değil, belki o bozacı amcadan almadığımız için belki hakkaten tadı da değişti...
Bozacılar genellikle hava karardımı ortaya çıktıkları için eskiden mahallede bi olay olsa bozacıya sorarlarmiș. Demek ki çok güvenilir bilgiler vermezlermiș ki bozacının şahidi şıracı diye bi deyim çıkmış ortaya.
Her ilin kendi bozası vardır,
İstanbul - vefa bozası Ankara - akman bozası (akman kapanmış sanırım akman bozası da satılmıyordur başka yerde) Eskişehir - karakedi Bursa - ömür bozası Adapazarı - ali koka
yıllarca tüketmesem aklıma bile gelmez ama özellikle kışın birçok yerde denk geliyor insan. leblebi ile kullananlar varmış fakat öyle hiç denemedim. boza için en popüler yer vefa bozacısı. bir kere gitmiştim. marketten kendilerinin bozasını almak insanın daha kolayına gelse de orada da bir deneyin derim.
bir de boza dolapta iki, üç günden fazla durursa mayalanmaya devam edeceği için ekşime olurmuş. gıda zehirlenmesine sebep olabilirmiş. gıda zehirlenmesinin ne kötü bir şey olduğunu iki kez yaşamış bir insan olarak bence dikkat edin fazla durmamasına.
Darı ile yapıldığı gibi un (normal buğday unu) ile de yapılabilen içecektir.
2 litre su 500 gram un (çok katı olmasını istemeyenler 450 gram olarak kullanabilir) 250 gram şeker Bir paket yaş mayanın 3'te 1'inden az fazla
Su ve unu azar azar, koyulaştıkça su, cıvıklaştıkça un koyarak kaynayana kadar pişiriyoruz. Kaynamaya yakın şekerimizi ekliyoruz. Kaynadıktan sonra, ılımaya bırakıyoruz. Ilık hale gelince son olarak mayamızı ekliyoruz ve iyice yediriyoruz. Kavanozlara yarım veya yarımdan biraz fazla olacak şekilde paylastırıyoruz. (Yaklaşık 5 kavanoz çıkıyor) yaklaşık 4 gün (1-2 gün de bekletilebilir) kapalı ve serin bir ortamda mayalanmaya bırakın. Not: kavanozları çok doldurmayın, maya yüzünden taşabilir hatta kavanoz patlayabilir. Dikkat edin.
her sene özlemle içmeyi beklediğim, mevsimi gelince de bir bardak bile içmediğim içecek. bu sene şeytanın bacağını kırdım da içerken yazıyorum. leblebi ile tüketilebiliyor olması benim nezdimde kendi değerini arşa çıkarıyor. üstünde tarçını da olmazsa olmaz.
üstte bir yazar arkadaş yazmış gerçi ama tekrarlamakta fayda var. sakarya ilinin de meşhur bozacısı ali koka.
ayrıca insanlar da ikiye ayrılıyor olmalı: boza sevenler ve boza sevmeyenler.