1. bir ton emek verdiğim işin yeterince iyi olamaması korkusu. yarın dönemin son sınavı var, notların yarısına bakmadım bile. zihinsel olarak yorulmak yerine psikolojik olarak yorulmayı seçtim yine. ve ben şu anda oturmuş bu satırları yazıyorum, önümüzdeki birkaç saati kendime ızdırap çektirmek üzere.

    olay tam olarak şu: eğer geçtiğimiz 5 hafta boyunca oturup düzenli ve yeteri kadar ders çalışsaydım ve sınavdan 55 alsaydım bu bir başarısızlık olacaktı ama düzenli çalışmak yerine hiçbir şey yapmayıp son bir hafta boyunca tırnaklarımı kemirerek yoğun bir şekilde ders çalışıp 55 alınca başarmış oluyorum: evet, bir haftada çalışıp 55 aldım hele bir de düzenli çalışsaydım, uff kesin 80 falan almıştım. da almadın be kardeşim, çalışmadın da. emeğinin boşa gitmesi ihitimalini kabullenemedin. başaramamaktan korktun. o kadar mükemmelsin ki(!) az bir çalışmayla uçup kaçıyorsun. konuları yeterince öğrenmeden. ve şunu da unutma: çalışıp da aldığın 60 çalışmadan aldığın 60'tan daha iyi. çünkü ilk 60'ı kendin için aldın, öğrenerek. ikinci 60 ise o seni başarısız olarak sınıflandıracak bir işe yaramaz sınavın kurallarını eğip bükerek aldığın rezil ve işe yaramaz bir 60.

    işine bak dostum, erteleme.

    bu, doldurulmuş bir ukdesidir.
    #272288 krupp | 3 yıl önce (  3 yıl önce)
    0davranış 
  2. Sonraya bırakmak, tehir etmek, tecil etmek, talik etmek.

    Örnek kullanım: Biraz da Mine'nin etkisiyle bu soruyu yanıtlamayı erteledim. (A. Ümit)
    #294185 tdk | 2 ay önce
    0davranış