Tam adı ahmet şefik mithat olan sadrazam. Hem abdülaziz hem de abdülhamid döneminde sadrazamlık yapmış, kanun-i esasi'nin hazırlanmasına ön ayak olmuş, ziraat bankası'nın temeli sayılan memleket sandıkları'nı niş valisiyken kurmuş, mısır'ın ekonomik özerkliğine ingilizlerin müdahalesine sebep olacağı gerekçesiyle karşı çıkmış ve bu konuda da haklı olan ama '93 harbi'nin de müsebbibi olduğu için gözden düşen devlet adamı.
Abdülaziz'in mısır'la ilgili kararından sonra araları açılıyor ve yapılan suikastta parmağı olduğu (hüseyin avni paşa ile) söyleniyor. Yine de abdülhamid onu sadrazamı yapıyor ve '93 harbi'nden sonra da sürgün ediyor. Sürgündeki üçüncü yılındaysa ölüyor. Kimileri abdülhamid'in suikast yaptırdığını söylese de bunlar sadece tevatür olarak kalmıştır.
Benim fikrimse kendisinin iyi bir içişleri ve ekonomi bilgisine hasıl olduğu ama dışişlerinden pek de anlamadığı. Buna sebep olan şeyse o zamana kadar hariciye'de çalışmamış olması ve genel olarak osmanlı hariciye'sinin donanımsız olmasıdır diyebilirim. Yolsuzluk ve rüşvete karşı duruşuyla da göz dolduran paşa mükemmel bir içişleri bakanı olabilecekken kötü bir başbakan olmuştur diyebiliriz. Kendisini yine de özgürlükçü yanı ve adaletiyle ansam da eksiklerinden ders çıkarmalıyız. Dil bilmenin tek başına dışişlerinde yetmediğini, günümüzde "monşer" denilen insanların görgüsü, ince zekası ve "diplomasi dansı"na da gerek olduğunu anlamak için çok iyi bir örnek.