1. 1924-1996 yılları arasında yaşamış, kanımca kuşağının en iyisi olan italyan aktördür. pek bilinmez ama sırasında italyan direniş hareketinin üyesi ve hayatı boyunca solculuktan vazgeçmemiş biridir. yaşadığı dönemde italyan sinemasının, senaristiyle, yönetmeniyle ve aktörüyle doruk noktasında olmasının çok iyi bir aktör olmasında etkili olduğunu düşünüyorum. birlikte çalıştığı yönetmelerden bazıları; de sica, fellini, visconti, antonioni, germi, scola, taviani kardeşler ve angelopulos. yönetmenlerin bir bölümü senaryoları da kendileri yazarken bir diğer bölümü yine benim görüşüme göre gelmiş geçmiş en büyük senarist olan ile çalışmışlardır. antonioni'nin la notte, l'avventura, l'eclisse, angelopulos'un kitara'ya yolculuk, arıcı, leyleğin geciken adımı, puslu manzaralar, ulis'in bakışı, sonsuzluk ve bir gün, ağlayan çayır, fellini'nin başyapıtı amarcord guerra'nın imzasını taşır.

    aktörün bilinirliğini artıran ve gibi filmlerdekinden çok antonioni'nin ve scola'nın filmlerindeki rolleri unutulmazdır. ilk film, evli bir çiftin birbirine yabancılaşmasını, yer yer karakterlerin iç sıkıntısını izleyenlere geçirerek muhteşem bir biçimde anlatır. iyi oyunculuk, güzel dış görünüş ve iyi yönetmenlerle çalışma konusunda marcello'ya benzeyen filmde diğer baş rolü oynamaktadır. diğer film ise faşizm döneminde eşcinsel muhalif bir radyocunun, örgütlü faşist kocası tarafından psikolojik ve cinsel baskı gören altı çocuklu bir kadınla() bir günlüğüne yaşadığı, cinselliği de içeren dostça ilişkiyi anlatan çok iyi bir filmdir. papa'nın da yaşadığı, her ne kadar güçlü komünist partiyle dengelense de, hristiyan demokratların çok uzun süre politikayı domine ettiği italya gibi bir ülkede böyle bir film yapılmasını çok önemli buluyorum. scuola'nın üyesi olması da böyle cesur bir film çekmesini kolaylaştırmıştır.

    aktörün oynadığı, bir diğer ikp üyesi yönetmen germi'nin yönettiği, italya'da boşanma yasağının yarattığı saçma durumları hicvettiği ise bir başka başyapıttır. kadınların, italyan işçi sınıfının ve aydınlarının mücadelesiyle 1970 yılı gibi çok geç bir tarihte boşanma hakkının kanuni olarak düzenlenmesinde bu filmin de önemli payı vardır. filmin kilisede vaaz sahnesinde, bir papazın seçimlerde oyunuzu içinde "hristiyan ve demokrat geçen partilere oy verin" diye telkinde bulunması ayrı komiktir. çünkü italya'da sadece hristiyan demokrat parti bu koşulu sağlamaktadır.

    mastroianni'nin iyi aktör olmasının temelinde karizmatik duruşu, abartıya kaçmadan rol yapması ve yeri geldiğinde çok iyi kullandığı mimikleri yatar. basit oynamak sanıldığının aksine oldukça zor bir iştir. bu anlamda ve 'nun çoğu zaman groteske kaçan aktörlük tarzının anti-tezidir mastroianni. bu nedenlerle birçok türdeki filmde farklı karakterleri hiç sırıtmadan oynayabilen büyük bir oyuncudur.
    0aktör