gerçek adı "david robert haywood jones" olan, robert adını pek sevmediği için bildiğimiz ad-soyad kombinasyonunu seçmiş, 1960'ların ortasından '80'lerin sonlarına kadar "popüler müzik" olarak adlandırılan hemen her şeyi yapmış, popülerleşirken de ürettiği şarkıları 2 akor, 4 nota seviyesine çekerek berbatlaştırmamış, metal müzisyenlerinin arasında da kendisini sevmeyenin hemen hemen olmadığı ingiliz müzisyen ve aktördür.
son dönemleri hariç, hayat hikayesi hakkında çok fazla bilgim yok. müzikal olarak bildiklerimi püskürteyim size. ukte de böylece dolmuş olsun. şu zamana kadar başlığının açılmamış olması da tam bir utanç aslında.
'60'ların son kısmında başladığı müzik kariyeri 2016'da çıkartabildiği son albüm olan blackstar'a kadar devam etmiş, kariyerinde 26 tane stüdyo albümü bulunan bir adam. (bkz: ziggy stardust) adını taşıyan hayali bir karakter yaratıp aslında onun gibi giyindiğini anlattığı birçok röportaj var. ayrıca (bkz: aladdin sane) karakterini de yaratmıştır. ziggy'den sıkılması ve artık "ziggy'nin kendini geliştiremediğini" düşünmesi sebebiyle 1970'lerin ortasından sonra yeni bir şeyler keşfetmek istemesi, benim için çok önemli bir albüm olan young americans'ın üretim macerasına götürmüş kendisini. brooklyn civarındaki soul müzisyenleriyle birlikte bir albüm yapmak istemiş. o dönemde bu civarda siyahların müziğini beyazların yapabilmesi ve hatta birlikte müzik yapabilmeleri oldukça zormuş. bowie bunu kıran adam işte. "müziğin içindeki etnik yapının hastasıyım" diyerek new york'a gelmiş. young americans için çalışmalara başladığı ve barlarda çalan iyi soul müzisyenleriyle stüdyoya kapandığı dönemde ölüm tehditleri aldığından bahsetmiştir. albüm çıktıktan sonra da kendi müzik türünü yaratmıştır: plastic soul. soul'a getirdiği bu yeni anlayış, isminin sadece pop/rock mecralarında değil, dünya çapında bütün müzik türleri içinde de anılmasında büyük rol oynamıştır. zaten o dönemlerde de ünlü biriydi ama bu plastic soul akımı, müzik türlerinin birbirlerinin içine rahatlıkla girebileceğini göstermesi açısından çok önemliydi.
doğum tarihi olan 8 ocak 1947'nin 69. yıl dönümünden 2 gün sonra ve blackstar albümü yayınlandıktan sonra, karaciğer kanseri sebebiyle new york'taki evinde ölü bulunuyor. bu sıralarda kanser olduğu bilinmiyordu, sonradan ortaya çıktı. yakın bir arkadaşı, bowie'nin hastalıkla mücadelesine rağmen, müziği bırakmamasını şöyle anlatmış:
"her zaman istediği şekilde yaşadı. "müziğe biraz ara ver ve tedavine yoğunlaş" diye çok dil döktüm ben ama "işte, asıl o zaman ölürüm ben" demişti. müthiş bir adamdı. bıraktığı blackstar albümü de bir hediye aslında geride kalan bizlere. ağlamamak istiyorum ama sevdiği birinden hediye almış biri de mutluluktan ağlayabilir, değil mi?"
bowie vasiyetinde ölümünden sonra tören yapılmamasını istemişti. gene de, tören oldu. en azından vasiyetindeki yakılma isteğine uyuldu. ölümünden 4 gün sonra da bedeni yakıldı: link
benim müzik kültürüm, metal hariç, pek iyi değildir. bowie'nin geride bıraktıklarını üst üste ve sık sık çok dinlemişimdir. ölüm haberini aldığımda da bir şişe şarap açıp space oddity 'yi dinlerken ağlamıştım. çok büyük adammış. bir o kadar da cesur...
yaşarken olduğu gibi, valhalla'da da bizim metal tayfasıyla iyi anlaşıyorsundur umarım. arkanda bıraktığın hiçbir şey unutulmayacaktır. güle güle bay stardust.
ölümünden sonra memleketi olan brixton'da toplanmış hayranları onu en güzel şekilde anmışlar: link
70 lerin pop ikonu, bir nevi andy warhol jr. 1999 yılında çıkan nefis pc oyunu omikron: the nomad soul 'a tat vermiş, hikayesine ve oyunun müziklerine bulaşmıştır.
"david robert haywood jones'' ailesinin kendisine koyduğu, ve onun hep nefret ettiği gerçek ismiydi. o yeni bir isimle, ''david bowie'' yeni bir karakter yaratıp, hayatı boyunca onu yaşadı.. alt ve orta sınıfın da popüler olabileceğini herkese göstermek istiyordu...
10 Ocak 2016' ya kadar...
bowie'nin kendi imajını ve karakterini yaratması, Alter-ego’nun yaratıcılığını ve öncülüğünü yapmasıydı aslında. Bowie müzik dünyasına ilgisinin eyleme dökülmeye başladığı ortaokul yıllarında dahi, katıldığı müzik grupları için sahne kostümleri tasarladı. henüz o zamanlar belliydi ki, müzik dünyasında çok büyük bir ses getirecek ve yer edinecekti. Kendini her zaman ünlü bir insan olarak hayal etti, çünkü o insanlara yön verebilmeyi istiyordu. bunu hiçbir zaman inkar etmedi de. Alt ve orta sınıfın da popüler olabileceğini herkese göstermek istiyordu. 60’larda, savaş sonrası etkilerinin hâlâ devam ettiği zamanlarda, kendinden daha büyük işler başaracağını hissederek Londra’ya yerleşti.
Uzay hakkında birçok düşüncesi olduğu ortada olan Bowie’nin Space Oddity’i çıkardığı sırada aya ilk kez ayak basıldığının haberleri yayımlanıyordu. aslında bu uzay haberleri bowie'nin reklamı olmuştu. Aya ayak basma görüntülerinin, bowie'nin şarkısı olan ''space oddity'' ile televizyonda gösterilmesi, aslında onun ilk resmi başarısıydı.
Ground Control to Major Tom Ground Control to Major Tom Take your protein pills and put your helmet on Ground Control to Major Tom (ten, nine, eight, seven, six) Commencing countdown, engines on (five, four, three) Check ignition and may God's love be with you (two, one, liftoff) This is Ground Control to Major Tom You've really made the grade And the papers want to know whose shirts you wear Now it's time to leave the capsule if you dare "This is Major Tom to Ground Control I'm stepping through the door And I'm floating in a most peculiar way And the stars look very different today For here Am I sitting in a tin can Far above the world Planet Earth is blue And there's nothing I can do
Though I'm past one hundred thousand miles I'm feeling very still And I think my spaceship knows which way to go Tell my wife I love her very much she knows Ground Control to Major Tom Your circuit's dead, there's something wrong Can you hear me, Major Tom? Can you hear me, Major Tom? Can you hear me, Major Tom? Can you "Here am I floating 'round my tin can Far above the moon Planet Earth is blue And there's nothing I can do"
Londra’da mim sanatçısı Lindsay Kemp ile tanıştı. o sıralar bowie ilk albümünü çoktan çıkarmıştı bile. İşte David Bowie’nin sanat hayatı tam da burada şekillendi. Lindsay ile tanıştığı yıllarda çıkardığı ilk albüm çok da başarılı sayılmamıştı. Yine de belli bir çevreye yavaş yavaş dâhil olmaya başladığının kanıtıydı. Lindsay Kemp, David’e bir çok konuda öncülük etti. kendisi mim sanatçısı olduğu için, bowie'yi Özellikle sahne sanatı ve kostümler hakkında o kadar çok etkiledi ki, Bowie adeta Kemp’i taklit eder oldu. Daha sonra ise absürt tiyatro ve teatral sahne şovlarıyla anılmaya başlandı. bu noktada bowie '' ziggy stardust'' parçasını patlattı. herhangi bir şarkıdan çok onun yarattığı bir karakterdi bu aslında. Hâlâ birçok seveni tarafından Bowie’nin en iyi albümü olarak anılan, 1972 yılında çıkmış The Rise and Fall of Ziggy Stardust and The Spiders from Mars albümündeki bir parça olarak yer buldu Ziggy Stardust.
ayrıca yarattığı ziggy karakteri tamamen feminen bir karakterdi. çok tepki görmesine rağmen, bowie bu karakterin arkasında durmaya devam etti. bu noktada moda ile müziği tamamen birleştirmiş oldu. kılık değiştirip sahneye çıkarken, herkesin birden fazla kimliği olabileceğine vurgu yaptı her seferinde. ve birçok modacı ile birlikte çalışarak ismini yüceltti.
Bu albüm ve Ziggy Stardust ile yarattığı feminen sanal karakter, özel ve müzikal hayatında bir dönüm noktası oldu. Karakteri 1973 yılında öldürdüğünü söylemesiyle her şey garipleşti. ama zaten bowie tamamen garip biriydi.
70'lerde başlattığı sanatta cinsellik akımını, sahnelerde giydiği parlak kıyafetlerle cinsiyetsiz bir tutumla destekledi hep. sesini duyuramayanların ve yardırganan insanların sesi olmaya çalıştı aslında. bir süre sonra yadırganan kendisi olsa da, müziğiyle insanlara kendini kabul ettirmeyi ve göz önünde olmayı hep başardı.
bowie sadece bir sanatçı değil, sanat eseri oldu. yaşadığı dönemde, yaratıcılıkta yeni bir çağ açıp, önderlik etti.
major tom karakterini yaratan müzisyendir. (bkz: major tom)
türkçesi, ''binbaşı tom'' olan kurgusal bir karakterdir. david bowie'nin bazı şarkılarında ismini geçirdiği, asında var olmayan astronot. bu parçalar; (bkz: space oddity). (bkz: ashes to ashes) (bkz: hallo spaceboy) (bkz: blackstar)