'kana susamışsın madem ki, kana boğuyorum ben de seni!' (dante)
kan, insan bedeni içindeki fonksiyonu ile ilahi hayatın unsuru olarak yaşamın evrensel temsilcisidir. sık sık büyülü güçleri olduğundan söz edilir ve bazı büyülerde kullanılır. doğaüstü varlıklar için bir besin kaynağıdır. ayrıca kan kardeşliği, kan gütme gibi kavramlarda da kendine yer bulur. tutkuyla, hırsla, ölümle, kurban etmeyle sıkı bir bağı vardır.
Mezopotamya, tanrılardan geldiğine inandığı insan kanına ilahi nitelik atfeder. tanrılar, insanı, isyan sırasında katledilen başka bir tanrının kanı ile kili şekillendirerek yaratmışlardır. antik yunanlılar kanı yaşamla değil ölümle ilişkilendirirler. cermen mitolojisinde kan, doğruluğun ve sadakatin sembolüdür. kan yeminleri kutsaldır ve erkekler arasındaki anlaşmalarda, bağlarda büyük öneme sahiptir. ayrıca, kıtlık dönemlerinde asil ve kutsal kanı dökmenin tanrıları yatıştıracağına inanılır.
en eski insan toplulukları yaradılışın gizemlerinin, kadınların ay ile bariz bir ahenk içinde ortaya çıkan ve bazen de akmayarak bebeğe dönüşmeyi seçen kanlarında olduğunu düşünmüşlerdir. erkekler acı çekmeden nasıl kan akabildiğini idrak edemeyerek kanı korkuyla kutsal olarak kabullenmişlerdir. (tabi sonra işler erkeklerin çocuk yapmadaki katkılarını öğrenmeleriyle, silahlanma ve savaşların artmasıyla değişmiştir, tanrıçalar, doğa ana yerini erkeklere bırakmıştır ya bu başka bir konu)
kaynak:
the woman's encyclopedia of myth and secrets - barbara g. walker
ancient mesopotamia - a. l. oppenheim