1. üyesi, 16 aralık 1194 - 13 aralık 1250 tarihleri arasında yaşamış ve 1212-1250 yılları arasında da tahtında oturmuş olan imparator. kendisi aslen sicilya'daki normanların yönettiği ( korkusundan adamlar vikingleri italya'ya getirtmişler) tahtında oturmaktayken zaman içinde kutsal roma imparatoru olmuştur. kendisinin bir de kudüs kralı unvanı vardır ama o aralar papa ile araları limoni olduğundan (papa, friedrich'e deccal demiş) bu unvanı elinde tutamamıştır.

    kendisi arapça, yunanca, güney fransa dilleri, almanca, latince ve sicilya dili bilmekteymiş.

    friedrich'in esas piştiği yer sicilya krallığı'dır. zira bu krallığın iyi geçindiği ülke diye bir şey pek olmadığından (güneyde sarazenler, kuzeyde papa), fiedrich mecburen aklını kullanmak zorunda kalmış. bu da zaman içinde kendisinin entelektüel zevkler edinmesine sebep olmuş. bu sebepten ötürüdür ki, bazı tarih ekolleri, avrupa rönesansı kavramını ii. friedrich'ten başlatırlar. zira adam rasyonel düşünüyor, bilimle ve felseyle uğraşıyor, aynı zamanda da sanat aşığı. böyle birisi, tam bir rönesans insanı değil de nedir?

    rasyonel düşünen birisi olduğundan da, müslümanlarla savaşmak yerine onları kendi safına çekmeye çalışmıştır. örneğin ordusunu müslümanlardan kurmuştur. böyle yaparak papaların savaş karşıtı fermanlarından sıyrılabilmiştir. neticede müslüman adam için papa'nın yalova kaymakamından pek farkı yok. bu sebeple de italyanların nefretini kazanmış (müslümanları italya'ya taşıdığı için) ve kendisini cehennemin altıncı katına layık görmüştür.

    bu tür eylemleri sebebiyle kendisi ateist olarak görülmüştür, ama ateist de değildir. kendisi esasında dindar bir adamdır. ama duygusallığı bir kenara bıraktığından da din ve devlet işlerini bir nevi ayırmıştır. bu da o dönemlerde, avrupa'da hiç benzeri görülmeyen bir eylemdir. ama bu hareketi de "hristiyanlık karşıtı" olarak yorumlanmıştır.

    oysa friedrich, dini görüş bakımından 'nin görüşlerinin bir benzerine sahiptir. ortodokslara göre devletin başı, aynı zamanda kilisenin başıdır. friedrich de böyle düşünmektedir. böyle düşünmesinin sebebi, yüksek ihtimalle güney italya'daki bizans etkisi olsa gerek.

    kendisinin almanlara en büyük kazığı, kutsal roma imparatorluğu'nda feodaliteyi güçlendirmesi ve almanya'nın bin parçaya bölünmesidir. bunu yapmasının sebeplerinden birisi de tebaayı hükümdara bağımlı kılma isteğidir. bu sebepten ötürü, avrupa'da o yıllarda zorunlu askerlik tarzı bir kavram da olmadığından, savaşçı sınıf halktan ayrılmaya başlamış ve halk ile askerliğin bir bağlantısı kalmamıştır. bu durum bir başka ii. friedrich olan 'e kadar devam etmiştir. büyük friedrich, yüzyıllar önceki selefinin aksine tüm milleti potansiyel asker olarak görmüş ve halk ile askerliği yeniden bir araya getirmiştir. bu da prusya'yı askeri bakımdan epey güçlendirmiş ve almanya'ya hakim kılmıştır. böylece almanların siyasi birliklerini tamamlamalarının yolu açılmıştır.
    0hükümdar