1943, kanada doğumlu yönetmen, senarist, aktör; müthiş adam.
ebeveynleri litvanya asıllı olan gazeteci bir baba ve müzisyen bir anneden dünya'ya gelen david paul, genç yaşlarında kısa korku hikayeleri yazmaya ve gitar çalmaya merak salmış. ilk gençliği ile ilgili gelecekteki mesleğini etkileyen en büyük ayrıntı ise, university of toronto'da botanik ve lepidopteroloji (bi' çeşit güve bilimi) okurken, ilk sınıfta kendini ingiliz dili ve edebiyatı bölümüne atması. 20 yaşındayken, hayatının büyük kısmına egemen olacak korku filmleri senaryoları yazmaya başlıyor. 1967'de de kendi döneminin en iyisi olarak mezun olmuş.
ilk uzun metraj filmi stereo'yu 1969'da yazıp çekiyor. telepati ile cinsel aktivitelerin artırılabileceğine yönelik deneyleri konu alan, döneminin oldukça ötesinde, cronenberg'in beyin kıvrımlarının ışıltılarını izleyiciye doğrudan yansıtan bir kurgusu vardır. 1 yıl sonra crimes of the future'ı gene yazıp çekiyor. konu gene aşmış tabii: "house of skin" isimli bir dermatoloji kliniğinde yapılan deneylerin hedef popülasyondaki bütün kadınları öldürmesinden sonra, erkeklerin doğurganlığına yönelik üretilen yöntemleri izliyoruz. bir erkeğin vücudundan kendiliğinden kollar ve bacaklar çıkması ve pedofilinin dibine girmek zorunda olan erkeklerin tamamen dış üretim olan bir kız çocuğunu parçalamaya çalışmaları gibi acayip ayrıntılar vardı. şunun altını çizmem lazım: cronenberg, adını bu iki filmle de duyurmuyor. 5 yıllık bir aranın ardından "cinsel hastalıklarla ilgili bir korku filmi varsa, bunu kesin cronenberg çekmiştir" apoletini göğsüne takacağı shivers'ı gene yazıp çekiyor. bir apartmandaki herkesin seks delisi olmalarına neden olan parazitlerden beslenen filmin kurgusunu zar zor bitirebilen cronenberg, shivers nedeniyle itin götüne sokuluyor; "midemiz kalktı be, böyle film mi olur?"dan "bu adam sinema endüstrisinden afaroz edilmeli"ye kadar çok ağır eleştirileri de sineye çekmek zorunda kalıyor. bir röportajında, shivers hakkında yazılan köşe yazıları nedeniyle toronto'daki evinden atıldığını dahi söylemişliği var.
cronenbergseverler için shivers, bir mihenk taşı. adamımızın korku türünde 1970'li yılların sonuna damga vuracağı filmlerin de ana ilham kaynağı shivers. rabid ile yanlışlıkla kan yutan bir kadının bütün şehri zombilere dönüştürmesini, the brood ile alternatif tıbba yönelmiş bir psikolog tarafından adeta bir suç makinesine dönüştürülen bir adamın çılgınlıklarını, scanners ile psişik güçlerle dolu bir ordu yaratımının korkunç sonuçlarını, videodrome ile zihin kontrolünün hiçbir zaman olumlu yönde sonuçlanmayacağını, the dead zone ile komadan sonra psişik güçler kazanan adamın gamsızlığını ve tabii ki the fly ile bir sineğin ne kadar iğrendirici olabileceğini izleyiciye gösterdi. yaklaşık 10 yıllık bu süreç içinde, bu filmleri piyasaya sürmek gerçekten büyük iş. videodrome ve the fly en ünlüleri olsa da, özellikle scanners ve the brood'un vahşet ve korku düzeyini, söz konusu dönemdeki benzerlerinin fersahlarca üzerinde görüyorum. '90'lı yıllarda ise, birçoğunuzun cronenberg'in adını duymasını sağlayan naked lunch, crash ve existenz filmleri görücüye çıkıyor. cronenberg'in stephen king eserinden uyarladığı the dead zone'dan etkilendiğini ve '90'lı yıllardan başlayarak; senaryolarını tamamen kendi yazmadığı, bir eser kaynaklı kurguyu görselleştirmeyi amaçladığını düşünüyorum. 2000'lerden sonra ise, psikolojik derinliği bulunan, izleyicinin gözüne sokmamasına rağmen, sahnelerin satır aralarında vermek istediği ruhsal dehşeti gram gram akıttığı flmler çekmeyi yeğledi. son dönem işlerinin en iyilerini de kendimce yazayım: cosmopolis, a history of violence, eastern promises ve maps to the stars.
cronenberg, jeremy ironslı dead ringers'a kadar kendi çektiği filmlerde yer almayı seven bir yönetmendi. sonrasındaki filmlerinde kanlı canlı göremedik kendisini. bir aktörlük deneyimi var ki, "cronenberg'e saygı" bardağımı ağzına kadar doldurmuştu: nightbreed. 1990 yapımı filmi clive barker kendi kitabından (cabal ) kendisi uyarlamış ve çekmişti. barker'ın cabal'ı, diğer romanlarındaki vahşet ve korku derinliğini 5'e katlayan bir kitaptı. cronenberg, romanı okumuş ve çok etkilenmiş; naked lunch'ın senaryosunu yazmaya ara verip filme dahil olmayı istemiş. nightbreed, dünya'ya inen demon ve adeta birer sevimlilik abidesi olan demoncıkların istila ettiği, göt içi büyüklüğündeki bir kasabayı konu alır. cronenberg bu filmde, hemen hemen bütün olayların merkezindeki bir doktoru canlandırır. doktorun adı philip k. decker'dır (philip k. dick göndermesi, huzurla uyusun). iç çamaşırı yemekten hoşlanan, dünyadışı varlıkları kanıtlamak üzerine hayatını harcamış, hayatı boka sardıktan sonra kaçarak her şeyden kurtulmak istemiş bir doktordu bu. zamanında romanı okurken, aklımda cronenberg gibi biri canlanmıştı (dr. decker ). barker ile cronenberg'in dostluğunun geçmişi de var ama girdi boka sarmasın, devam edelim (kafalar ı da aynı).
cronenberg'in son 20 yılda yöneldiği ve benim "psikolojik derinlikli, kişisel anlatımlar" olarak özetlediğim filmlerini sevmeyen sıkı cronenberg hayranları da var. kendi geçmişini inkar ettiği, '80'lerin bol kanlı, b movie çizgisine yakın, dehşeti son raddesine kadar izleyiciye vermeyi amaçlayan, kurgu çatlaklarını da bol kanla dolduran korku filmlerinden uzaklaşmasını yaşlanmasına yoran hödüklerin yorumlarına da denk gelebilirsiniz. benim için kendisi korku sinemasının mihenk taşlarından biri. cronenberg olmasaydı, kendisinden sonra bayrağı devralan birçok yönetmenin yetişecek bir ortam bulamayacağını düşünmeye devam ediyorum.
güzel ayrıntılar ve kaynakça:
- 2 orcar adaylığı bulunan, paul verhoeven şaheseri, philip k. dick'in kısa öyküsünden uyarlanan total recall'u cronenberg çekecekmiş. hatta senaryoyu yazmaya da başlamış ama film verhoeven'e verilmiş.
- filmlerindeki kostümlerin neredeyse tamamını, bu yılın mayıs ayında vefat eden ablası denise cronenberg yapıyormuş.
- özel efekt uzmanı olan oğlu brandon cronenberg da bir yönetmen. şimdilik sadece 2 uzun metraj filmi var. ilki olan antiviral'ı kendisi yazıp çekmişti. fena film değildi.
- neredeyse 40 yıldır evli olduğu görüntü yönetmeni 2. eşi carolyn zeifman 2017'de hayatını kaybettikten sonra, bir süre psikolojik tedavi aldığı da yazılıp çizildi ama doğruluğunu bilmiyorum. birbirlerini seven bir çift oldukları, çektirdikleri hemen hemen her fotoğraf ta belli oluyordu.
- cronenberg ailesi (carolyn'in son günleri olabilir. o domuşukluğun başka nedeni de olabilir tabii)
kaynaklar: 1 , 2 , 3 ve 4 . ayrıca imdb ve wiki'deki cronenberg sayfaları da iş gördü ama eklemenin anlamı yok çünkü ne wiki'den ne de imdb'den kaynak olur.
Videodrome'u izleyerek başladığım abi. Müthiş bir görsel estetik anlatımı var. Sürreal body horror kafalarıyla teknofobi nasıl anlatılır ders vermiş adam.
Diğer filmlerini de izlemek gerek, önemli bir abimiz. Bu arada Videodrome'daki oryantal sahnesinde çalan müzik herkesin bildiği bir melodi. Daha sonra baktım neymiş diye ekşi'de yazmışlar. Arap orijinli bir parcaymış hatta zeki müren dahi coverlamış.