"Kaynak?" Sorusunun internet jargonunda doğmasına yol açmış olan terim. Başlıca, bir fikir üretilirken, bilgi edinmede kullanılan sözlü ya da yazılı eserlere verilen ad. Örnek kaynak: tdk Türkçe sözlüğü.
Akademik olmayan, interaktif sözlük gibi mecralarda kaynak vermek çok alışılmış bir şey değil. Ama avantajlarından bahsetmek gerekirse:
1. Bilgiye dayalı yorumlarda, yorum yapanın kaynağını belirtmesi o yorumu okuyan kişinin kaynağı okuyarak yorumu sorgulayabilmesini sağlar. (Örnek: 50'li yıllarda yapılan Marshall yardımları Türkiye'de tarımı bitirmiştir. ) Burada kaynak verilmesi gereken bilgi, Türkiye'de 50'li yıllarda tarımın azalması ve 50'li yıllarda Türkiye'nin Marshall yardımlarını alması olacaktır. Burada sorgulanan şey, tarımın bitmesiyle Marshall yardımları arasında kurulan bağlantı değildir. Eğer kişi 1950'li yıllarda kendisi yaşamadıysa, diğer bir deyişle doğrudan bir gözlemi yoksa, bu yorumu yapabilmek için ek kaynaklara ihtiyaç duymuştur. E yazıyı yazarken zaten kaynağa bakıyor ise, baktığı kaynağı yazıya eklemesi de nezaketten önce bir gerekliliktir. Adam 1920'de Naziler Türkiye'yi kıskanıyordu demiş, sanırsın kendisi zaman makinesiyle o döneme gitti, bizzat sordu.
2. Yorumsuz bilgi paylaşımlarında, okurun bilginin doğruluğunu teyit edebilmesi. Yine eğer sizin gözleminiz olmayan bir konu ise kesinlikle kaynak verilmesi gerekir. Kaynak sorulduğu halde paylaşmayan kişinin güvenilirliği sallantıya düşer. Örnek: Türkiye'de ortalama insan boyu 177cm'dir. Kaynak vermediğiniz takdirde, bu cümlenin "Türkiye'de ortalama insan boyu 235 cm'dir." Cümlesinden hiçbir farkı kalmaz.
3. Kırpma kesme ya da bilgi saklama gibi iddiaları daha yöneltilmeden bitirir. Örnek: "İsa'nın yaşadığına dair herhangi bir arkeolojik ya da belgesel kanıt yoktur. Ama o dönemdeki basit başka bir köylünün de yaşadığına dair arkeolojik bir kanıt yoktur". Siz bu cümlelerin ilk kısmını kırpıp, İsa var olmadı diyebilirsiniz. Ama kaynağınızı paylaşırsanız, bunu yapamazsınız.
Peki hangi durumlarda kaynak verilmesi gerekmez? Tamamen yoruma dayalı olan konular (en güzel renk kırmızıdır), gözlem sonucu yazılmış olan olaylar (sözlük yazarlarının başından geçen ilginç veya olağanüstü olaylar) veyahut kişinin kendi deneyimlerinden yola çıkarak vardığı sonuçlar (çeliğin rengi gridir).
Bir de sırf yorum gibi gözükmesine rağmen, bilgiye dayalı yapılmış yorumlar olup, dayanak noktalarının gizlenmesiyle kaynak gerektirmediği sanrısı yaratan durumlar vardır. örnek: Recep Tayyip Erdoğan başarılı bir siyasetçidir. Bu bir yorum olarak görülse de, dayanaklar nelerdir? Bilinmez. Kişi önce dayanaklarını açıklamalı ve daha sonra dayanakları dış bir bilgiye dayanıyorsa kaynaklarını açıklamalıdır.
"Bence", "bana göre öyle" sözleri kaynak verme gerekliliğini ortadan kaldırır mı? Hayır efendim, kaldırmaz. "Bana göre atom diye bir şey yoktur." Lafı ne kadar zırva ise kaynaksız bir şekilde yazılmış "en küçük yapı taşı atomdur" lafı da o kadar zırvadır.
"Kaynak?" Sorusu, kötü ya da yaralıyıcı bir soru değilsir. Her zaman eleştiri amacı da taşımaz. Bazen okuyan kişi konu hakkında detaylı araştırma yapmak ister, ve sizden kaynak ister. Ya da paylaşılan bilginin güvenirliğinden emin değildir ve doğrulamak ister.
Nezaketen de olsa, topu başkasına atmak için de olsa, bilgiyi aldığınız kaynağı yazın. Bazen yorgunluğa ya da dalgınlığa gelmiş olabilir, o zaman da; kaynak? Diye soran yazara kaynak gösterin. Eminim kimse size "sallıyosun" demez, ama kaynak vermedikçe "sallıyorsunuz".
bir yazılı metinde kullanılan bir bilginin referansı.
galiba bunu son zamanlarda "ben bunu bir kaynaktan aldım, demek ki paylaştığım bilgi doğru." şeklinde kullananlar var. oysa kaynaklardaki bilginin de yanlış olabileceği gerçeği var.
mesela "japonca, ural-altay dil ailesine mensuptur. bu da kaynak." demeniz japonca'nın ural-altay dil ailesi üyesi olduğunu kanıtlamaz. sadece "japonca'nın ural-altay dil ailesi üyesi olduğunu savunanlar var. onlar da bunlar." demiş olursunuz.