1. kültürümüzde muharrem ayında pişirilen geleneksel bir tatlıdır. hikayeye göre nuh'un gemisi karaya oturduğunda gemide kalan her türlü erzak bir kazana atılıp son bir yemek pişirilmiş ve ortaya aşure çıkmıştır. bu nedenle içine günümüzde eklenen elma dilimleri, portakal kabukları gibi taze şeyler gelenekte yoktur.
    aşure pişirme adeti bu coğrafya'ya ait olup yalnızca alevi ve sünni müslüman kültüründe değil, tarifindeki ufak değişikliklerle ermeni ve rum kültüründe de görülür. her bir kültür bunu kendi inanç tarihinde yaşanmış bir şeylerle ilişkilendirir. bu nedenle semavi dinlerin öncesine, mezopotamya'ya kadar uzanma ihtimalini de göz ardı etmemek gerek.

    aşurenin temel malzemesi buğday ve pirinçtir. içine bakliyat türleri: nohut, kuru fasulye, bazen yöresine göre kuru bakla, kurutulmuş meyveler: kuru üzüm, incir, kayısı eklenerek pişirilir. üstüne yağlı tohumlarla: ceviz, fındık, badem, çam fıstığı ile süsleme yapılır. yöresine göre aroma kazandırmak için gül suyu veya tarçın eklenebilir. bazı yörelerde pişirirken çok az miktarda kurban kavurması veya süt konduğunu da duymuşluğumuz var. tavuk göğsünü afiyetle yiyen bu bünye kurban kavurması fikrine hiç sıcak bakmıyor ama neticede aşure aşuredir ve her türlüsü yenir. yılın belirli zamanlanlarına bağlı olarak değil her daim tüketilecek bir tatlıdır.
    #746 laedri | 8 yıl önce
    0tatlı 
  2. senesi dönmüş, aşure ayı gelmiş yine. komşulardan yılın ilk aşuresi geldi bugün. kuru incir ve gülsuyu yoktu içinde ama yedim. daha iyisi de gelir diye bekliyorum. önceki senelerde fetocu öğrencilerin oturduğu daireden gelen ve katiyen yemediğim pastaneden alınma aşure yok artık şükürler olsun. 15 temmuzdan sonra onlar taşındı biz de rahat ettik.
    #58979 laedri | 7 yıl önce
    0tatlı 
  3. Hiç sevmem, iğrenç bir karışım olarak gelir.
    Birkaç kere yemeyi denedim ama ıııh.
    Ama bundan daha önemlisi kendisinin +9 yavşama itemi olduğudur.
    Aşure ikram etmek ayağına birçok işinizi (sadece aşk hayatı olarak değil) gördürme olasılığına sahipsiniz.
    Bunla ilgili komik bir sosyal medya paylaşımı da vardı.
    Elemanın biri kaldığı öğrenci evine yeni gelen komşu kızla tanışmak için kapısına gider aşure hazırlar. Ama içerden kızın erkek arkadaşı çıkar. Bozmamak için çocuk verir aşureyi. Sonra kızın erkek arkadaşı çok sevdiğini, mümkünse bir daha getirmesini rica eder. Bizim eleman hüsran ve üzüntüyle aşure almaya gider.
    0tatlı 
  4. Eskiden saray mutfaklarında yapılan aşureyi insanlar sabırsızlıkla beklerdi.
    Saray mutfaklarında aşurenin dağıtımı iki şekilde gerçekleşirdi. İlki aşureler testi ve kaplara doldurulur, tablakarlar tarafından uzak semtlerde oturan saray mensuplarına götürülürdü.
    Ertesi günü adet olduğu üzere "Cevap" denilen adeti gerçekleştirmek üzere gönderilen boş testi ve kaplara çikolata, fındık, fıstık, badem şekeri, üzüm gibi şeyer koyulur konak ağaları tarafından sarayın huzuruna sunulurdu.
    İkinci dağıtım, halk için yapılırdı. Her bir saray mutfağında iki ve dört kulplu denilen kazanlarda nohut, buğday, fasulye, meyve kuruları vb. gibi bakliyatlar kaynatılır, pişirilirdi. Bu aşureye "daneli" adı verilirdi. Pişen aşureler, sırık hamalları tarafından (50-60 kazan ) meydana getirilirdi. Sabah erkenden vekilharç ve helvecıbaşılar resmi kıyafetlerini giyer, kazanların başında görev yerlerinde beklerlerdi. İnsanlar yanlarında getirdiği kapları, aşure ile doldurmak için sıraya girip beklerdi. Disiplinin sağlanamadığı durumlarda görevli kişilerin baştan aşağıya aşureye bulandığı söylenir. Hatta aşureye hucum ettikleri bir zamanda insanların aşure kazanının içerisine düştüğü görülürmüş.




    #293425 kaskfirlatankiz | 3 ay önce
    0tatlı