1. 'ın 3 ekimde çıkmış son kitabı. türkçeye olarak çevrilmiş adı.
    altın kitaplar, romanın girişini şurada paylaşmış.
    konu daha önceki romanlara nazaran çok daha ilgi çekici geldi bana, ki brown'ın aksiyon dozunu düşürüp konuyla ilgili diyaloglara daha fazla yer verdiği söylenmiş kritiklerde.
    #57815 fly | 8 yıl önce (  7 yıl önce)
    0roman 
  2. dan brown'ın en kötü kitabı. kurgusu zayıf, gerilim unsuru düşük, trendlere uymak için araya sıkıştırılmış gereksiz, konu bütünlüğüyle ilgisi olmayan bölümler bulunan, bazı kısımları tahmin edilebilir bir roman. barcelona ve la sagrada familia'ya dair anlatımları güzel ama sırf onlar için okumaya değmez.
    #65977 laedri | 7 yıl önce
    0roman 
  3. (bkz: )
    #79554 larden loughness | 7 yıl önce
    0şirket 
  4. yazarın okuduğum ilk kitabı. aslında romanlarla aram pek iyi değildir ve bu kitabı da utanarak söylüyorum ki neredeyse 10 ayda okudum. bunun ilk nedeni zaman problemi, diğeriyse kitabın merkezine aldığı ve hikayesini oluşturan son derece ilgi çekici soruya bir türlü veremediği cevap ve buna paralel o sorunun orijinalliğine yakışmayacak yüzeyselliği oldu.
    "nereden geldik, nereye gidiyoruz"

    şunu baştan söylemeliyim ki, dan brown'la tanışmam kitaplarının sinema uyarlamalarıyla oldu. yönetmen ron howard'ın filmleri yüksek tempolarına paralel hızlı kurgularıyla iyi birer macera filmi olmaları yanında robert langdon rolüyle izlediğim tom hanks ile özdeşleşti kafamda. bu nedenle kitapla ilgili belirteceğim ilk nokta her sayfada robert longdon karakterinin tasvirini kafamda tom hanks'la yapmam olacaktır. kitap boyunca sanki bir ron howard filmini takip ediyormuşçasına karşımda hep tom hanks vardı. bu vesileyle kitapla ilgili bir başka eleştirimi daha getirebilirim buraya; kitap sanki filmi çekilsin diye yazılmış gibi duruyor ve neredeyse her sayfayı çevirdiğinizde kafanızda aynı fikir beliriyor. evet, kitap sanki iyi bir romanın film senaryosu haline getirilsin diye çıkarılmış özeti gibi. karakter derinlikleri yok, gizem yok, entrika yok. lakin günümüz popüler kültürü ve gündemini meşgul eden bir çok kavram hunharca yedirilmiş kitap içerisinde. kitapta en az robert langdon karakteri kadar önemli bir yere sahip olan edmond karakterini daha ilk sayfalarda elon musk ile özdeşleştiriyorsunuz, ki işin enteresan tarafı kitapta elon musk da kendisine yer buluyor. sadece o değil, dinler arası çatışmalar ve terör, süper bilgisayarlar, teknoloji, makinelerin yükselişi, medya eleştirisi, eşcinsellik, tesla ve şu anda aklıma bile gelmeyen bir dolu gönderme. söylediğim gibi, günümüz popüler ikonlarının - konularının serpiştirildiği hikaye, iyi bir romandan ziyade sinema referanslarından da beslenen bir senaryo gibi durmakta. örneğin, kitaptaki "nereden geldik, nereye gidiyoruz" sorusunun sahibi edmond kirsch nasıl ki akla ilk anda elon musk'ı getiriyorsa, bir süper bilgisayar örneği olan winston'da akla ilk anda stanley kubrick'İn hal'ını getiriyor...

    bu arada enteresan bir bilgi romandan: ibm harfleri alfabede hal isminin harflerinden sonra geliyor.

    başta da belirttiğim gibi hikaye ilgi çekici ve cevabı son derece zor verilebilecek bir soru etrafında gelişmekte: nereden geldik, nereye gidiyoruz. kitap elbetteki bu soruya klişe bir cevap bularak yarattığı sansasyonun altında kalıyor (normal olarak). neticesinde hayatın anlamını dan brown'ın vermesini kimse beklemiyordu. lakin sorunun cevabını alırken, gene bir sinema (evet sinema) klişesi olarak yol o kadar uzatılıyor ki sonlara doğru sayfaları atlayarak okumak istiyorsunuz sıkıntıdan. bu sündürme taktiği beyaz perdede mutlaka ki işe yarayacaktır gerilim ve heyecan yaratma adına, lakin edebi dili pek parlak olmayan bir romanda gerçekten çekilmez olmuş. üstüne yaratılmaya çalışılan entrikalar zinciri de o kadar başarısız ve dar bir çerçevede kalmış ki, tek bir sayfada dahi beyin jimnastiği yapma gereği duymuyorsunuz. halihazırda kitabın sonlarına doğru da klişelere alışıksanız bu olmayan entrikaların gizemini çözmemeniz için neden kalmıyor.

    dan brown hikayelerinden alışık olduğumuz üzere, bu kitap da merkezine barcelona ve gaudi'yi almış durumda. la sagrada familia ve özellikle casa mila'da geçen bölümler, betimlemeler göz önünde bulundurulacak olursa mekan kullanımı açısından başarılı. eksik olan ise, gaudi'nin doğadan ilham alan mimarlığıyla edmond kirsch arasında kurulmaya çalışılan bağın bir türlü oturtulamamış olması.

    kısacası, kitap sansasyonel bir soruyla açılıyor ancak sorunun cevabından çok "acaba sorunun cevabını verebilecek mi"den öteye gidemiyor. hikaye kurgusu da yeterli gizemi ve gerilimi yaratamadığı için tüm kitabı "acaba sorunun cevabını verebilecek mi"nin yanıtını öğrenmek için okumuş oluyorsunuz. kitabın satış rakamları ve popülaritesi göz önünde bulundurulduğunda fazlaca gömdüğümü düşünebilirsiniz, lakin durum bu. elbetteki kolay okunabilir olmasına bağlı akıcılığı ve popüler kültür referansları kitabı okunur kılıyor, genede dağ fare doğurdudan öteye gidememiş durumda.
    #106310 fly | 7 yıl önce (  7 yıl önce)
    0roman 

  5. 'nin 2000'de çıkan adlı demosundaki parçalar şöyle:


    ( )







    #213055 Angel Spy | 5 yıl önce
    0müzik albümü 
  6. (bkz: )
    #234398 mangetsu | 4 yıl önce
    0genel terim 
  7. ea denen kan emici firmanın kendi oyunları için kurduğu platform. allah affetsin nasıl bir garabet tarif etmekte zorlanıyorum. benzetmek gerekirse epic games store toyota ise origin akülü arabadır. hatta akülü arabadan özür diliyorum. akülü araba bile bu sistemden daha stabil ve hızlı çalışıyordur. ben bunun kadar garabet bir sistem görmedim gerçekten. yıllardır sırf apex legends oynamak için kuruluydu. sonunda ea oyunları tekrar steam'e geldi de sildim bilgisayarımdan bu lanet programı.
    #234404 marophat | 4 yıl önce
    0yazılım