Dün gecenin benim açımdan geç saatlerinde anılan ve uykunun tesiri altında gözüme ilişen belli belirsiz iki sözcüğü vardı: intihar ve sapma. O karanlık odada akan diğer cümleler hızlıca terk etti hafızamın ön çeperini, geriye yalnızca ikisi kaldı. Beni gençliğimde esir eden başka bir adam çoktan kurulmuştu nasırlı bilincimin puntasına. Şuurum durkheim'ı zikretmeyi gece boyunca sürdürdü ve elbette sabahın altısında gözlerimi açtığımda anomiye tutulmuştum.
Düzenleme yokluğu, normsuzluk, kuralsızlık, yasasızlık, norm birliğinin çöküşü, toplumsal etiğin kayboluşu, kolektif bilincin çözünmesi gibi ifadelere sıkıştırıp türkçeleştirmeye gayret edebiliriz anomiyi. Ancak kavramlar, kavram olmalarından mütevellit, yani ardında yoğun bir literatür birikmiş olduğundan onları tek bir kelimeye yahut ikili/üçlü kelime gruplarına hapsetmek pek de münasip olmuyor. Hakkıyla tanınması ve idrak edilmesi için geniş bir tarife muhtaç oluyoruz. şahit olduğunuz gibi ben de yazarken yolunu mutlaka kaybedenlerdenim ve aslında düşünce gezgini olacak kadar yön duygum da daha gelişmedi.
Tekrar anomiye dönecek olursak onu, süregelen toplumsal hayatta bir kırılma, kriz durumunda alışık ve bağlı olunan normlar ve değerlerin yitimi ve yeni sosyalin kendi kolektif bilincini tesis edemeyişi sonucunda ortaya çıkan toplumsal düzensizlik olarak açıklayabiliriz. Muhafazakar Durkheim, sanayi öncesi ve Sanayi sonrası toplumların işbölümündeki farklılaşmayı temel alarak dayanışmada meydana gelen bozulmanın anominin asli, başlıca nedeni olduğunu savunuyordu. Ona göre endüstri çağında geleneksel toplumların cemaat gemeinschaft ilkelerine bağımlı olduğu ve bireyin toplum için yaşadığı mekanik dayanışmanın ayrışması ile eşzamanlı toplumsal bilincin parçalanması, "toplumsal ahlakın çöküşü" gerçekleşti. Bundan sonra modern toplumlar olarak adledilen cemiyet gesellschaft prensiplerine göre sistematize edilen organik dayanışma kültüründe birey kutsallaştırılarak toplumdan koptu.
Bu dönüşüm ortak duyguları, kabulleri, davranışları, referansları paylaşan bir norm düzeninin kaybı anlamına gelirken toplumsal bütünleşmenin temelinin yıkıldığını gösteriyordu. Objektif ve ekonomik altyapı üstüne inşa edilen yeni rol ve statü bileşkesi bireyi, toplumsal bağlardan münezzeh kılıyordu. İçselleştirmiş ahlaki değerlerin çökmesi ve bireyin topluma yabancılaşması ile rasyonelize olmuş toplumlar anomi içindeydi. Böylece bireyler topluma adapte olma kapasitesinden ve bilincinden yoksun olarak sapmakta, kuralsızlık girdabına kapılmaktaydı. Topluma tutunamayan bireyler sapkın kisvesinde seri üretiliyordu. En önemlisi de anomik hal, intihara sürüklüyordu.
Durkheim intiharların toplumsal olduğu kanaatindedir ve üç şekilde olduğunu saptamıştır. İlki, bireyin toplumdan izole olması ile yalnızlaştığında uyguladığı bencil intihardır. İkincisi, toplumla haddinden fazla tümleşerek benliğini bastırdığı alturistik intihardır. Üçüncüsü ise yukarıda anlatmaya çalıştığım düzensizlik dönemlerindeki anomik intihardır. maalesef bugünlerde haberlerde duyduğumuz ekonomik kriz esnasındaki intiharlar anomik intihara örnek teşkil eder.
emile durkheim tarafından ortaya atılan bir kavramdır. durkheim anomi'yi şu şekilde açıklar: bireylerin gerçekleştirmek istedikleri amaçlar ve arzular vardır ve bu arzu ve amaçların da toplumda gerçekleşme ihtimalleri vardır. eğer ihtimaller çok uzak ise birey anomiye uğrar. durkheim devam eder: sanayileşme ile arzular ve amaçlar çoğalmıştır ve bu açgözlülük ve denetime karşı tahammülsüzlüğün getirmiş olduğu durum da düzensizliği ve anomiyi yaratır. günümüzde, internet çağı yüzünden bu durum bir hayli artmıştır. hepimiz kutuplara gidip aurora ışıklarını görmek isteriz çünkü çok güzel ve orada olduğunu biliyoruz ya da hepimiz copacabana sahilinde 1 ay tatil yatmak isteriz çünkü neden istemeyelim? ama bunun gerçekleşme ihtimali nedir? benim için piyonga çıkması ile aynı ihtimaldedir. işte çok uzak bir ihtimal o yüzden bu durum bende anomi oluşturuyor.
bir de durkheim direkt anomiye bireyin toplumsal sembolleri yitirmesidir diyor ama kaynağı hatırlamıyorum.
robert king merton 'a göre "anomi: kültürel açıdan yaratılmış amaçlar ile bu amaçların gerçekleştirilmesine götüren toplumsal yapıdaki kurumsallaşmış yollar uyumsuzluktur." merton anomiyi ikiye ayırır, basit anomi: toplumun değerler sistemindeki çatışmalar sonucu gruptan ayrılma ve huzursuzluktur. şiddetli anomi ise değerler sisteminin parçalanıp çözülmesidir.
merton amaçlara ulaşmak 5 yöntemin, aracın olduğunu vurgular ama ona başka yerde değiniriz.
toparlamak adına anomide birey toplumda uzaklaşır, amaçlarını yerine getiremez. toplumsal değerleri kaybeder, topluma bağlılığı kalmaz bunun sonucunda ise birey ya toplumdan izole yaşar ya da intihar eder. bu durumda ise anomik intihar olur, ona da intihar başlığı altında değinmiştik.
kaynaklarım:
ben
sosyoloji, 2018, siyasal kitabevi,
sosyolojik teorinin oluşumu, 2018
ben