anam babam "yavrum çok zeki, bir görsen" dedikçe gerçek sandım. sağda solda anlatıyorum "maketleri ilk ben bitiriyorum, yapbozları büyüklerden hızlı birleştiriyorum en zekiniz benim" diye.
sonra soktular bi çalışkanlar sınıfına ördek gibi bakakaldım. en son örtmen "alın bu çocuğu olduğundan da geri düşecek" dedi verdiler geri ebleklerin yanına.
esasen bir anlamda haklı insandır. tahminimce keyifli bir ruh haline sahiptir. bu konuda maalesef sadece tahmin yürütebiliyorum.
ben -kendim hariç- kendini zeki bulmayan bir insanla tanışmadım. ben kendimi zeki bulmuyorum. bu konuda da çok netim. zekamı yeterli bulmuyorum cümlesiyle kast ettiğim sahip olduğum bilişsel yetenek ve kapasitemin diğer insanlarınkine kıyasla konumlandığı nokta değil. o nokta yeterli bir yerde. objektif olarak insanların çoğundan zekiyim. mesele o değil. mesele benim kendimi zeki hissetmemem. bazen bu konuda bir burukluk hissederim. bırak beni, benim kedininki kadar bile kafası çalışmayan tiplerin kendilerini zeki ilan ederlerken benim bu tatmin dolu hissi yaşayamamam haksızlık gibi gelir-di. kısa süre önce, tabi ki yarınlar yokmuş gibi koşarken, beynime normalden fazla pompalanan oksijenin etkisiyle bir iki nöronum ateşleniverdi ve bunun nedenini çözdüm: herkes hayatta en yetenekli olduğu, gücünün aklının yettiği konuya yönelip orada bir hayat inşa ediyor kendine. herkes kapasitesi ölçüsünde hedefler koyuyor ve bir ölçüde de tutturuyor. benim zeki hissedemememin en önemli sebebi "anlamak istediğim konuları anlamak istediğim hızda anlayamamam." sorun konularda yani. boyumu aşan konulara dalıyorum sürekli. bu alanlarda ancak çok fazla çalışarak kafamın basmasını sağlayabiliyorum. boyumdaki konuları ise anlamaya değer bulmuyorum. öte yandan insanlar, zekası ölçüsünde bir üniversiteye / işe yerleşiyorlar ve yeterince zeki hissediyorlar. iş hayatında tutturamayan konuyu zekasına bağlayıp hüzünleneceğine evlenip ev kadını oluyor, o mecrada kendini zeki, başarılı hissediyor. örnekleri çoğaltmak mümkün. mevzuyu anladınız. esasen çok büyük bir çoğunluk kendi kapasitesiyle orantılı konuları kavrama/geliştirme peşinde ve başardığında da olay tamam. zeki oldukları iddialarında aslında haklılar. kendileri için -ve hatta belki insanlık için de- iyi ve yararlı olanı yapıyorlar, zekalarından şüphe duymadan, bu anlamda bir yetersizlik hissiyle boğuşmadan hayatlarını sürdürüyorlar. kendilerini takdir ediyorum. muhteşem bir his olmalı.
keşke ilgi duyduğum konuları daha az çabayla anlayabilecek zekada olsaydım ya da en azından kendimi zeki hissetmeme yetecek konulara ilgi duysaydım.
insanların bölümlendiği kümelerden birisiymiş gibi görünse de esasen insanlık kümesinin tamamını kapsayan bir kümedir. çünkü insan kendi zekasını ancak kendi zeka kapasitesi ölçüsünde değerlendirebildiği için kendisini zeki bulacaktır. aksi pek olası değildir. bazı insanlar bazı konularda yetersiz olduklarını algılayabilirler ancak kendi akılları o yetersizlikleri konusunda kendilerini kötü hissetmemelerini sağlayacak kılıflar üretir. ve özünde yine yeterince zeki oldukları kanısına ulaşırlar.
şahsen ben de onlardan birisiyim. kendimi zeki buluyorum. müren olan değil. (bu yaşta bu zeka!) lakin en azından kendimi ortamdaki "en" zeki insan sanacak kadar aptal değilim. işte bu önemli bir ayrıntı bence.