evlenmelerinin tek yolu philip'in yunanistan ve danimarka prensliklerinden vazgeçmesi olduğu için düğün masraflarını elizabeth üstlenmek zorunda kalmış. zira philip meteliksizmiş.
1926 yılında doğmuş. sürekli rekorlar kırıyor. 2005 yılında ingiltere tahtının en uzun yaşayan hükümdarı oldu. 2007 yılında tahtta en uzun süre kalan ingiltere hükümdarı oldu. 2015 yılında dünya tarihinde en uzun süre tahtta kalmış kadın hükümdar oldu. halen yaşayan hükümdarlar arasında da en yaşlısı. kaç abd başkanı, kaç başbakan eskitti sayamadım. allah ömürler versin.
68 yıllık hükümdarlığı boyunca, rutin noel konuşmaları dışında, sadece 4 kez halka seslenmiş. beşinci konuşmasını Pazar akşamı yapan kraliçe Elizabeth, 2019-2020 koronavirüs salgınında halkı hep beraber dayanışmaya devam ederek, "Önümüzde hâlâ zor günler olabilir fakat daha iyi günlerin geri dönecek olması bizi rahatlatmalı. Tekrar arkadaşlarımızla birlikte olacağız, ailelerimizle birlikte olacağız, tekrar buluşacağız” diyerek moral verdi.
diğer konuşmalarını da 1991 yılında ilk körfez savaşı sırasında, 1997 yılında prenses diana’nın ölümünde, 2002 yılında ana kraliçenin ölümünde ve 2012 yılında, tahta çıkışının 60’ıncı yıldönümünde yapmış.
halka sesleniş konuşmalarının sayısının bu kadar az olması beni şaşırttı açıkçası. yetkililer kraliçenin sadece ülkeyi sarsan kriz ve yas dönemlerinde konuştuğunu dile getiriyorlar ama yıllarca ira’nın saldırılarıyla kayıp verilmesi veya ingiltere’nin 11 eylül’ü olarak bilinen 7 temmuz 2005 saldırıları yeterince sarsıcı olmamış herhâlde.
Hastaneye kaldırıldığı haberleri geliyor. Öldü diyenler de var. Dünyaya gözümü açtım vardı. Giderse hayatımdan bir demirbaş eksilecek. Bir köşede duran stabil bir hayat unsuruydu.
19 eylül itibariyle toprağa verilen kraliçe. bbc bütün gün açıktı, evin içinde gezdim dolaştım, iş yaptım, yemek pişirdim, bulaşık yıkadım arada gelip gidip bir göz attım, bir türlü bitmek bilmedi tören. en sonunda az önce yayını kestiler. defin işlemi yalnızca ailenin katılacağı basına kapalı bir olay olacak.
yüzyıllardır süregelen bir iktidarın bin türlü süzgeçten geçirerek oluşturduğu protokoller çerçevesinde düzenlendi tören. resmi törene katılım davetiye yoluyla gerçekleşti. toplam 500 davetiye hazırlanmış. devlet başkanları, avrupa hanedanları, ingiliz aristokrasisi, kraliçeye hizmet etmiş üst düzey görevliler var bu 500 kişinin arasında. bizimki davet edildi mi bilmiyorum. ama özel uçak, otomobil konvoyu kabul edilmeyecek denince zaten daveti kabul etmemiştir.
millet neler diyor diye ekşiye bir baktım. kutsal bilgi kaynağı cehalet yuvası olmuş. öyle de bir özgüvenle atıp tutuyorlar ki.
"kadın koktu hala gömemediler" sanki koskoca imparatorluğun kraliçesine gasılhanede pamuğu tıkayıp çam tahtasından tabuta koydular. efendim bunların cenazeleri önce tahnit ediliyor. yani çürümeye yol açacak faktörler mümkün mertebe ortadan kaldırılıyor. yüzyılların tecrübesi demiş miydik. daha 12. yüzyılda ölen bir kralın defin işlemi gecikince çürüyüp şişen ceset patlayarak törendeki herkes nasibini aldıktan sonra hükümdar tabutlarının içini kurşunla kaplayıp cesedi yerleştirdikten sonra da sıkı sıkı mühürlüyorlar. tecrübe önemli bir şey.
"sömürgeci ingilizler" diye başlayan bir yığın da nefret söylemi okudum. sanki dünyada tek sömürgeci ingilizler. akdenizi türk gölü yaptık diye övünüyor tarih kitapların. elalem okyanuslara açılıp daha uzaklara giderken senin donanman akdenizde korsancılık oynamakla yetindi. uzak denizlere açılmayı becerebilseydin aynısını yapmayacak mıydın. sanıyor musun ki ecdadın "ay bu sömürmece işi insanlık onuruna aykırı biz yapmayalım" diyerek yerinde oturdu. haremde hatun kovalamakla meşguldü, dünyadaki gelişmelere seyirci kaldı. bu sömürgeci söylemi aşırı derecede kıskançlıktan geliyor. kaldı ki osmanlıda kölecilik sömürgeci dedikleri ingilizlerin baskısıyla abdülmecit zamanında kaldırıldı. hiç sütten çıkma ak kaşık değilsin yani.
bütün gün bunları okuduğum için kusasım geldi. neyse işte ikinci elizabeth'in ölümüyle dünyada bir dönem sona erdi. nasıl victoria iktidarının kelebek etkileri on yıllar boyunca devam edip dünya siyasetinde etkin olmaya devam ettiyse, elizabeth döneminin etkileri de dünya tarihinde önemli rol oynayacak.
nefretçiler ne isterse desin. tarih kitaplarında onların değil elizabeth'in ismi geçecek. second of her name, ama iyisiyle kötüsüyle ilki kadar iz bırakan bir kişilikti.
Bir çok devlet başkanına tarifeli uçakla gelin, makam aracı getirmeyin falan demişler cenazesi için. Bizim dünya lideri de sırf özel uçağıyla gidemeyip makam aracı kullanamayacağı, itibardan tasarruf edemeyeceği için amerikaya gitmiş bu boşlukta, elin amerikalısına sigara içme öğüdü falan veriyor.
kraliçe olmasının yanında, ingiltere kilisesi'nin de başı olması sebebiyle askeri tören üniformalarında bile tercihini etekten yana kullanmış olan müteveffa kraliçe.
bu hareketini takdir ettim.
"ya ne giyeceğdi?" diyorsanız, prenses anne'in genelde pantolon tercih etmesini göz önüne alın derim.